Translation of "Ehrgeiz" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ehrgeiz" in a sentence and their turkish translations:

- Du hast keinen Ehrgeiz.
- Sie haben keinen Ehrgeiz.
- Ihr habt keinen Ehrgeiz.

Sen isteksizsin.

Ehrgeiz und Glaube

Hırs ve inanç

Tom hat Ehrgeiz.

Tom hırsı vardır.

Tom hatte Ehrgeiz.

Tom'un hırsı vardı.

Ich bewundere deinen Ehrgeiz.

Ben senin hırsına hayranım.

Tom hat keinen Ehrgeiz.

Tom'un ihtirası yok.

Sein Ehrgeiz ist grenzenlos.

Hırsının sınırı yok.

Und mir jeden Ehrgeiz nahmen.

azmimi baltalıyor.

Wir brauchen Ehrgeiz ohne Arroganz.

Kibirlenmeden hırslanmamız lazım.

Ehrgeiz machte ihn zum Mörder.

Hırs onu cinayete sürükledi.

Ihr Herz wurde von Ehrgeiz beherrscht.

Onun kalbi azimle kaplanmıştı.

Sein Ehrgeiz ließ ihn hart arbeiten.

Onun hırsı onu sıkı çalıştırdı.

Tom hat keinen Ehrgeiz, nicht wahr?

Tom hırssız, değil mi?

Ich denke, Tom hat keinen Ehrgeiz.

Sanırım Tom isteksiz.

Wir brauchen Ehrgeiz, um die Atmosphäre wiederherzustellen,

Atmosferi iyileştirip karbondioksit düzeylerini

Er hatte den Ehrgeiz, Premierminister zu werden.

- Başbakan olma tutkusunu taşıyordu.
- Başbakan olma hırsı vardı.

Maria wollte einen Mann mit Ehrgeiz heiraten.

Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.

Er hatte den Ehrgeiz, ein großer Politiker zu sein.

Onun hırsı büyük bir politikacı olmaktır.

Er hat den Ehrgeiz, sich einen Namen als Schriftsteller zu machen.

Onda yazarlıkta adını öne çıkarma hırsı var.