Examples of using "Aufgegeben" in a sentence and their turkish translations:
Sen istifa ettin.
Belki onlar vazgeçti.
Senden vazgeçtim.
Sadece vazgeçtim.
Sonunda vazgeçtim.
Tom'dan umudumu kestim.
Tom vazgeçmiş gibi görünüyor.
Sen benden vazgeçtin.
Neredeyse vazgeçiyordum.
Hemen vazgeçmezdim.
Onlar gemiyi terk ettiler.
Tom umudunu kaybetti.
O tüm umudunu kaybetti.
O, tüm umudunu kaybetti.
Planlarımdan vazgeçtim.
İyi işti. Asla pes etmiyoruz.
Mürettebat gemiyi terk etti.
Şirket o projeden vazgeçti.
O niçin işini bıraktı?
Sigara içmeyi kalıcı olarak bıraktın mı?
O istifa etti.
Tom'un bilgisayarı bozuldu.
Önceden sipariş verdin mi?
Terk edilmişler.
Tom'un vazgeçmiş olduğunu düşündüm.
- İstifa ettim.
- Vazgeçtim.
- Bıraktım.
Tom bunu yapmayı bıraktı.
Umudumuzu hiç kaybetmedik.
Tom ümidini kaybetmedi.
Tom henüz umudunu kaybetmedi.
Babam sonunda sigara içmeyi bıraktı.
- Tom'un niye vazgeçtiğini bilmiyorum.
- Tom'un niye pes ettiğini bilmiyorum.
Benim TV tekrar arızalı.
Sigarayı bırakmak için hangi yöntemi kullandın?
İşini bıraktığına pişman oldu.
Bir doktor olma ümidiyle gitti.
Tendlere yetişmekten vazgeçtim.
Sen asla vazgeçmedin.
Benden vazgeçmediğin için teşekkürler.
Artık öfke duymuyorum, yeni istifa ettim.
Kenji bir doktor olma umudundan vazgeçti.
Lambda sensörü yine bozuk.
Tom'un eski arabası sonunda bozuldu.
Çiftlikteki işini niye bıraktın?
Bilgisayarım birkaç gün önce çalışmayı durdurdu.
Kevin Kanada'ya gitme fikrinden vazgeçti.
O ev alma fikrinden vazgeçti.
Sık sık düştüm ama asla vazgeçmedim.
Tom'un gazeteye koyduğu reklamı okudun mu?
Plan, kamuoyunun baskısı altında terk edildi.
Polis kayıp çocuğu aramaktan vazgeçti.
Geçen sezon beyzbol oynamayı bıraktım.
İşimi bıraktığıma pişman değilim.
- Tom arabası arızalanmamış olsaydı şimdi burada olacaktı.
- Arabası bozulmamış olsaydı Tom şimdiye kadar burada olurdu.
Mary sigara içmekten vazgeçti.
Mucizeler, ümidini çoktan yitirdiğinde gerçekleşirler.
Çocuğuna bakmak için işini bıraktı.
Televizyonum bozuldu.
Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.
Tom öğretmeninin ezberlemesini istediği şiiri zaten ezberlemişti.
Vazgeçmiştim, kıyıya dönüyordum. Bir şey, biraz sola dönmeme sebep oldu.
Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
Eğer o, o zaman sigara içmeyi bıraksaydı, böyle bir hastalıktan muzdarip olmayabilirdi.
Eşya postaneye gönderildiğinde, mallar postanenin hatasından dolayı kayboldu.
Uzun zaman önce terk edilmiş küçük kasaba zamanla donmuş gibi görünüyor.
- Babam son zamanlarda sigara içmeyi bıraktı.
- Babam sigara içmeyi geçenlerde bıraktı.
- Ben sigara içmeyi bir yıl önce bıraktım.
- Sigarayı bir sene önce bıraktım.
Ne zaman sigarayı bıraktın?
Bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.
Babam sağlığı için sigarayı bıraktı.
Tom öğretmenin ona bir günde bitiremeyeceği kadar fazla ev ödevi verdiğini düşündü.