Examples of using "„weil" in a sentence and their turkish translations:
çünkü
herkesin itip kakması yüzünden
anne kuralıdır çünkü
gitmez! çünkü
Çünkü televizyon izliyorlar.
Sırf birinin doğum günü veya sadece Noel diye
Çünkü biz liderdik.
Çünkü kolay.
çünkü sokak oyunlarına sokak kültürüne
Yoktur çünkü
çünkü haklısınız
çünkü sistem çökmüş olacak!
Çoluğumuz çocuğumuz var diye
- Çünkü bu orada.
- Orada olduğu için.
Çünkü senden nefret ediyorum.
Benim istediğim için.
Ağlama, zira iyi zamanlar gitti. Onun yerine onlar hâlâ devam ediyorken gülümse.
Tom, yağmur yağdığı için evde kaldı.
Çünkü Louis bir erkek.
çünkü Sanayi Çağı'nın iş ahlakı
kimsenin adam yerine koymaması yüzünden
çünkü kötü alışkanlık edinir
Değer biçilemediği için
çünkü sonuçlarını bildiği için
Çünkü Şaman adetidir
orada çünkü yanlış bilinen bir şey var
çünkü keşif aracındaki enerji kaynakaları
çünkü çekirdek soğumuş
Çünkü kararlar ortak alınır
Çünkü kadınlara sonsuz bir güveni vardır
Çünkü herkesin saygısı kendinedir
Çünkü inancınız yok
sürekli değişiyor. Çünkü akışkan
çünkü bizim pusulalarımız da bize sadece
Çünkü gidişat bunu gösteriyor
Çünkü herkesin saati birbirinden farklı
Çünkü o beni davet etti.
Çünkü ben bir çevirmen olmak istiyorum.
Çünkü o çok büyük.
Çünkü biz ona değeriz.
Çünkü sen bir geri zekalısın!
Onu kibar olduğu için değil ama onurlu olduğu için seviyorum.
Onu nazik olduğu için değil fakat dürüst olduğu için seviyorum.
O, evi özlediği için değil fakat parası kalmadığı için döndü.
Dürüst olduğundan dolayı Tom'u severim.
Bir cimri tedbirli olduğu için değil fakat açgözlü olduğu için para biriktirir.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
O dürüst olduğu için ondan hoşlanıyorum.
çünkü onları ölçemezsiniz.
acı çekiyor hatta ölüyorlar.
karşı çıkmak için hasta savunucularıyla çalıştı.
Çünkü onların ana nehirlerinden 10 tanesi
çünkü entegrasyon sistematik olarak nefretle savaşıyor.
çünkü biz iki ütopyayı birleştiriyorduk.
ve önemsenmeyi hak ediyorlar.
çünkü Marmara Denizi okyanusal derinliğe sahip
çünkü o da halktan birisiydi
çünkü filmlerinin hiçbiri geçerliliğini kaybetmemiş
Tanrı'nın kurallarına karşı geldiği için
bunun dışında haşere böcek ile beslendikleri için
çünkü Zoom bu iş için biçilmiş kaftandı
çünkü bir sürü gök taşı da vardı
Çünkü o dönemde o kadar çok imkansız bir şey görünüyordu ki
çünkü dünyaya en çok benzeyen gezegen
Çünkü onlar sosyal medya kullanmıyorlar
Karantina kötü bir şey değildir çünkü
'Çünkü orada' dedi.
Ayrıca belli başlı avantajları var --
...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.
Çünkü bol su var.
Çünkü onun babası burada çalıştı.
Onu yapıyorum çünkü yapmak zorundayım.
Çünkü sokağa çıkma kısıtlamaları sona erdiğinde,
Çünkü benim eski merdivenim kırık.
Sen var olduğun için her şey mükemmel.
Yağmur yağdığı için evde kaldık.
Gitmek istediğim için gidiyorum.
- Canım istediği için yaptım.
- Yaptım, çünkü canım öyle istedi.
- Tom bunu yapıyor çünkü yapması gerekiyor.
- Tom yapması gerektiği için bunu yapıyor.
- Tom yapmak zorunda olduğu için bunu yapıyor.
Zevk aldığım için bunu yapıyorum.
Yardımına ihtiyacım olduğu için buradayım.
O geç kaldığı için kızdım.
Tom çalışmadığı için başarısız oldu.
çünkü özel zamanımız vardı
çünkü deneyimini başkalarına aktaramadı.
Böylece beynimiz yemeğe doğru evrimleşiyor.
kısmen adaletin her zaman kolay olmamasından.
çünkü biz sesli bir şekilde jenerasyonlar gerçektir dedik.
bir daha ABD'ye dönemememe sebep olabilir.
plastik yüzünden ölüyor.
çünkü daha önce yapılan ilk iki tanesi yıkıldı
çünkü çok eski bir şaheser yapıydı
çünkü televizyonda o halkı görüyorlar
dedim ya kalp hastasıydı diye
çünkü bir çok filminde bu isimler çıkıyor karşımıza