Examples of using "Öffnet" in a sentence and their turkish translations:
O ne zaman açılır?
Dil dünyalar açar.
Gözlerinizi açın!
Restoran ne zaman açılır?
O pencereyi açar.
Para bütün kapıları açar.
Pencereyi açıyor.
Banka ne zaman açılıyor?
Marie pencereyi açıyor.
Jim kapıyı açar.
Kapı şimdi açılıyor.
Mağaza ne zaman açılıyor?
İşte, ağzı biraz açılıyor.
İşte, ağzı biraz açılıyor.
İşte böyle, ağzı biraz açılıyor.
Okullar eylülde tekrar açılırlar.
O saat kaçta açılır?
Supermarket saat onda açılır.
Kitabınızda 59. sayfayı açın.
Banka saat kaçta açılıyor?
Kapıyı açın.
Mağaza sabah 9:00'da açılır.
İşte, ağzı biraz açılıyor.
Dükkânın açılmasını bekliyorum.
Bu kapının nasıl açılacağını bilir.
Dükkanın açılmasını bekliyoruz.
Market sabah dokuzda açılır.
Bu kutuyu nasıl açacağını biliyor musun?
Tom, bu kapıyı nasıl açacağını biliyor.
Açınız.
Bir kitap açarsan, o senin ruhunu açar.
Bugün avm o gün kapı açıyorlar
Pencereyi açmayın.
Tom her sabah 8:00'de kapıyı açar.
Gözlerini aç.
Banka, 09:00 'da açılır ve 15:00 'de kapanır.
Kapıları açın.
Pencereleri açın.
Çantanızı açın.
abla çocuk giysin giydikçe açılır zaten
Bu mağaza saat sekizde açılır.
Bu düğmeye basarsanız pencere otomatik olarak açılır.
Dünya bir kitaptır ve her adım bir sayfa açar.
- Bu pencereleri açmayın.
- O pencereleri açmayın.
- O pencereleri açma.
Gözlerini aç lütfen.
- Kulüp saat kaçta açılır?
- Kulüp kaçta açılıyor?
Banka bir saat daha açılmayacak.
Eski bir kitabın sayfalarını çevirirken ki çıkan kokuyu seviyorum.
Ve ders kitabınızda sayfa 10'u açın.
Henüz hediyeyi açmayın.
Babam okumaya o kadar düşkündür ki onun kitap açmadığı bir gün geçmez.
Gözlerini aç.
Gözlerini aç.
Bu butona basarsan, kapı açılır.
Kapıyı açın.
Bu kapıyı aç.
Orada olduğunu biliyorum. Kapıyı aç.