Translation of "Prétend" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Prétend" in a sentence and their turkish translations:

- Tom prétend avoir gagné.
- Tom prétend qu'il a gagné.

Tom kazandığını iddia ediyor.

Il prétend être sourd.

O sağırmış numarası yapıyor.

Il prétend être gay.

O eşcinsel olmuş numarası yapıyor.

- Il prétend que vous les avez volés.
- Il prétend que vous les avez volées.
- Il prétend que tu les as volés.
- Il prétend que tu les as volées.

O senin onları çaldığını iddia ediyor.

Il prétend être un peintre.

O, bir ressam olduğunu iddia ediyor.

Leur fille prétend voir des monstres.

- Kızları canavarları gördüğünü iddia ediyor.
- Onların kızı canavarları gördüğünü iddia ediyor.

Tom prétend avoir des pouvoirs psychiques.

Tom psişik güçlerinin olduğunu iddia ediyor.

Il prétend ne pas être du coin.

Burada bir yabancı gibi davranıyor.

Tom prétend ne pas comprendre le français.

Tom Fransızca anlamıyormuş gibi davranıyor.

En fait, on prétend que c'est Marie-Madeleine

Aslında bunun Magdalalı Meryem olduğu da iddia edilir

Elle prétend ne rien savoir à son sujet.

O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor.

Tom prétend qu'il peut prédire avec précision l'avenir.

Tom geleceği tam olarak tahmin edebildiğini iddia ediyor.

Tom n'est pas vraiment malade. Il prétend seulement l'être.

Tom gerçekten hasta değil. O sadece hastaymış gibi davranıyor.

Marie prétend que tu lui as volé ses perles.

Mary senin onun incilerini çaldığını iddia ediyor.

On prétend qu'il est l'homme le plus riche du monde.

Bu adamın dünyanın en zengin adamı olduğu söylenir.

Pas vraiment dans une photographie prise depuis l'espace comme le prétend

gerçekten iddaa edildiği gibi uzaydan çekilmiş bir fotoğrafıda yok

Il prétend être de 2036. Il dit qu'il travaille pour l'État.

2036 yılından geldiğini iddia ediyor. Devlet için çalıştığını söylüyor.

Et il prétend être venu à cette date pour un projet.

Ve bir proje için bu tarihe geldiğini iddia ediyor.

J'ai un camarade de classe qui prétend qu'il sait parler le français couramment.

Akıcı Fransızca konuşabildiğini söyleyen bir sınıf arkadaşım var.

Selon certains, on prétend qu'il a frappé une gomme, selon certains, avec un poing.

kimilerine göre yumrukla, kimilerine göre silgi attığı iddia ediliyor

Elle prétend qu'elle ne sait rien de lui mais je ne la crois pas.

O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum.

Tom prétend qu'il ne regarde pas beaucoup la télévision, mais il la regarde plus de trois heures par jour.

Tom çok fazla TV izlemediğini fakat günde üç saatten daha fazla izlediğini iddia ediyor.

- Elle se comportait comme si elle avait une bonne connaissance du français.
- Elle fait mine de comprendre le français.
- Elle prétend comprendre le français.

Sanki Fransızcayı iyi biliyormuş gibi davranıyordu.