Examples of using "Leçon" in a sentence and their turkish translations:
Acı bir ders.
Değerli bir ders öğrendim.
Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:
Bu ders bitmez.
5. dersi tekrarlayalım.
Ders pazartesi başlayacak.
Ders için teşekkür ederim.
Dersi bölüyorsun.
Tom dersini çalışıyor.
Sana bir ders öğreteceğim.
Dersini öğrendin mi?
Bağ kurma,
karmaşıklık
Öğrendiğim ikinci şey,
Dersi geçtin mi?
Ders iki kolaydır.
Biz dersimizi öğrendik.
Ders on ile başlayalım.
- İlk ders kolay.
- İlk ders kolaydı.
Üçüncü derse geri dönelim.
Bu dersi aklında tut.
Bu dersi kalbinle öğren.
Bu dersi kolay bulacaksınız.
Ders Üç zor.
Dersini öğrendiğini umuyorum.
Ders 10'u baştan itibaren oku.
ve yansıma.
Bir derse ihtiyacım yok.
Ben sana bir ders vereceğim!
İkinci ders çok kolaydır.
Bugün değerli bir ders öğrendim.
Poutine size iyi bir ders verecek.
ama çıkarılacak bir başka ders var.
Fakat bu bana bir şey öğretti.
Onun başarısızlığı bana iyi bir ders öğretti.
- Kader bana sıkı bir ders öğretti.
- Kader bana acımasız bir ders verdi.
Rusya size güzel bir ders verecek.
İlk ders için zaten ödeme yaptım.
Kader bana acımasız bir ders verdi.
O gün küçük kız tüm sınıfın ne olursa olsun
O gün bana değerli bir ders verdi.
Umarım bu dersi faydalı bulmuşsundur.
o gün dersi gölgelediği zamanlarınız olmuştur.
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
Çekilme hayatın ilk dersidir.
İngilizce konuşur musunuz? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!
İtalyanca konuşuyor musun? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!
O gün bir piyano dersi var mı?
başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var
daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor
İbrahim Müteferrika dan bir gram ders almamışız yahu!
Bu bizim ilk dersimiz.
Bu ders hakkında hiç sorun var mı?
Yunan konuşuyor musun? - Henüz değil, bu benim ilk dersim!
O, haftada bir kez piyano dersi alır.
Benim sınıfımda sadece bir dersi paylaşmak değil daha fazla şeyi ifade ediyor...
ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,
Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.
Dersin bitimine kadar sadece on dakika var.
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
Radyoda onun konferansını dinledik.
Bir tarih dersine ihtiyacım yok.
Bu derste pek çok şey öğrendim.
ID numarası olsa dahi böyle lönk diye dersin ortasına dalamıyor
Suchet, kariyerinin en değerli dersini İtalya'da öğrendi: Askerlerin
İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
toplantı numarasını bilen bir kişi derse katılıp pornografik içerik veya virüs yazabiliyormuş