Examples of using "Excusez" in a sentence and their turkish translations:
- Lütfen beni affet.
- Affedersiniz.
- Beceriksizliğimi affedin.
- Sakarlığımı affet.
Lütfen cehaletimi bağışlayın.
Geç kaldığım için üzgünüm.
Bana bir dakikanızı ayırın.
- Affedersiniz.
- Kusura bakmayın.
Affedersiniz, ben geliyorum.
Bir dakika izin verin.
Bize bir dakika izin ver.
Affedersiniz, geçebilir miyim?
Affedersiniz, bu ne kadar?
Sizi sıktığım için beni affedin.
Affedersiniz, zamanınız var mı?
Bize biraz izin verin.
Lafı böldüğüm için özür dilerim.
Affedersiniz, onu tekrar edebilir misiniz?
Affedersiniz, bir sorum var.
- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?
Lütfen kabalığım için beni affedin.
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Sanırım benim koltuğumdasın.
Affedersiniz, Tom'u gördünüz mü?
Affedersiniz, ben kayboldum.
Affedersiniz. Burası eczane mi?
Affedersin. Gitmek gerekiyor.
Affedersiniz, ben onu anlayamadım.
Affedersiniz, tuvalet nerede?
- Metro durağı nerede acaba?
- Metro nerede acaba?
- Affedersiniz. Metro nerede?
Üzgünüm, treni kaçırdım.
Affedersiniz. Adınız nedir?
Affedersiniz, fırın nerede?
Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz.
- Özür dilerim.
Affedersiniz, yemek çubuklarımı düşürdüm.
Affedersiniz, plaj nerede?
Affedersiniz, ama kütüphane nerede?
Affedersiniz, dikkat etmiyordum.
Affedersiniz, bir sonraki durakta inmek zorundayım.
Geç kaldığım için lütfen beni affedin.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
Seni bu saatte aradığım için üzgünüm.
Üzgünüm. Yanlış numarayı aradım.
Kusura bakmayın ama bozuk param yok.
Affedersiniz, bizim de acelemiz var.
Bana bir saniye izin verin.
Lütfen bana bir saniye izin verin.
Affedersiniz, biraz daha ekmek alabilir miyiz?
Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım.
Affedersiniz, benim yerimde oturuyorsunuz.
Affedersiniz, saat kaç?
Affedersiniz fakat sanırım bu benim koltuğum.
Affedersiniz, bu koltuk boş mu?
Affedersiniz, ama bunun benim koltuğum olduğuna inanıyorum.
Affedersiniz bu çevrede bir otel var mı?
Affedersiniz, bu tren Washington Square'e gider mi?
Affedersiniz, ama lütfen bana postaneye giden yolu söyler misiniz?
Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Affedersiniz, bana sürücü belgenizi gösterebilir misiniz?
Affedersiniz, bir bardak çay daha alabilir miyim?
Bana sadece biraz izin verin.
Affedersiniz. Adınız nedir?
Üzgünüm ama bana sonraki köyün yolunu gösterebilir misiniz?
Affedersiniz, ama bana istasyonun yolunu söyleyebilir misiniz?
Affedersiniz ama bana otobüs durağına giden yolu söyler misiniz?
- Ben gözetlemek istemiyorum ama evde sorunlar yaşıyor musunuz?
- Ben burnumu sokmak istemem ama evde problemler yaşıyor musunuz?
Lütfen bana tuzu ve karabiberi verir misin?
Affedersiniz. Saat kaç?
Affedersiniz ama Central Park'a nasıl gideceğimi bana söyleyebilir misiniz?
- Özür dilerim.
- Üzgünüm.
Affedersiniz. İktisat Fakültesi Kütüphanesi nerede, biliyor musunuz?
Affedersiniz, bunu tekrarlayabilir misiniz?
Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.
Affedersiniz, Downing sokağına buradan nasıl ulaşırım?
Affedersiniz, ne oluyor?
Affedersiniz, sizinle biraz konuşabilir miyim?
Affedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?
Üzgünüm. Ben sözlerimi geri alıyorum.
Affedersiniz. Geçebilir miyim?
Sizi çok uzun beklettiğim için üzgünüm.
Lütfen herkesin dikkatini çekebilir miyim?
Üzgünüm ama anlamıyorum.
- Affedersiniz. İngilizce konuşur musunuz?
- Affedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?
- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
- Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
- Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.
Affedersiniz, ama pencereyi açabilir miyim?
Ben, sizi bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm.
Sizi çok uzun beklettiğim için üzgünüm.
Sizi uzun süre beklettiğim için üzgünüm.
Bana saati söyler miydiniz, lütfen?
Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?
Seni götkafa olarak gördüğüm için kusura bakma, ama senin ne olduğun için düşündüğüm bu.
- Ben, sizi bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm.
- Sizi çok uzun beklettiğim için üzgünüm.
- Sizi uzun süre beklettiğim için üzgünüm.
Affedersiniz hanımefendi, önünüzde böyle ağlıyor olmaktan utandım ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum.