Translation of "D'orange" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "D'orange" in a sentence and their turkish translations:

- J'apprécie la marmelade d'orange.
- J'aime la marmelade d'orange.

- Portakal marmelatını severim.
- Portakal reçelini seviyorum.

C'est une variété d'orange.

O bir tür portakal.

Jus d'orange ou champagne ?

Portakal suyu mu yoksa şampanya mı?

J'adore le jus d'orange.

Elma suyunu severim.

Nous vendons du jus d'orange.

Portakal suyu satarız.

Je voudrais un jus d'orange.

Ben bir portakal suyu istiyorum.

Je veux du jus d'orange.

Biraz portakal suyu istiyorum.

Je bois du jus d'orange.

Portakal suyu içiyorum.

Je voudrais du jus d'orange.

Ben portakal suyu istiyorum

Oui, jus d'orange s'il vous plaît.

Evet, portakal suyu lütfen.

La fille boit du jus d'orange.

Kız portakal suyu içiyor.

Du jus d'orange, s'il vous plaît.

Portakal suyu lütfen.

Mère a acheté deux bouteilles de jus d'orange.

Anne iki şişe portakal suyu aldı.

Marie avala un grand verre de jus d'orange.

- Mary büyük bir bardak portakal suyunu yutuverdi.
- Mary büyük bir bardak portakal suyunu tek nefeste içti.

Deux verres de jus d'orange s'il vous plaît.

İki bardak portakal suyu, lütfen.

Je prendrai bien des céréales et du jus d'orange.

Biraz kahvaltılık gevrek ve portakal suyu alacağım.

Tom a versé du jus d'orange dans un verre.

Tom bardağa biraz elma suyu koydu.

"Oui, du jus d'orange s'il vous plait", dit Mike.

"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.

«Votre commande ?» «Du jus d'orange.» «Avec glaçons ?» «Oui.» «Merci de votre participation.»

"Siparişiniz?" "Portakal suyu." "Buzlu mu?" "Evet." "İşiniz için teşekkürler."

Un verre de vin, une bière, un jus d'orange, et un café au lait.

Bir bardak şarap, bir bira, bir portakal suyu ve bir sütlü kahve.

- Il n’y a pas d’orange sur la table.
- Il n'y a pas d'orange sur la table.

- Masanın üstünde hiç portakal yok.
- Masanın üstünde bir portakal yoktur.
- Masada portakal yok.

Mon petit-déjeuner se compose généralement de café au lait, d'un morceau de pain avec de la confiture, d'une petite banane, d'un morceau d'orange et de prunes séchées.

Benim kahvaltım genellikle sütlü kahve, bir parça ekmek ve reçel, küçük bir muz, bir dilim portakal ve birkaç kurutulmuş erikten oluşur.