Examples of using "Välttämättä" in a sentence and their turkish translations:
- Bu mutlaka öyle değil.
- Öyle olması şart değil.
O, bana yardım etmek için ısrar etti.
Hava durumu tahmini mutlaka güvenilir değildir.
O, tehlikenin farkında olmayabilir.
Bir düşmanın bir düşmanı mutlaka bir müttefik değildir.
Düşmanların düşmanları her zaman müttefik değillerdir.
Çalışırken yemek yemek iyi bir fikir olmayabilir.
İyi bir cümle mutlaka iyi bir örnek cümle değildir.
Bir ulusun büyük olması için mutlaka güçlü olması gerekmez.
Beni hatırlamayabilirsin ama biz geçen yaz tanıştık.
Kız kardeşim benimle gitmekte ısrar etti.
Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.
Onun sadece zengin olması onun mutlu olduğu anlamına gelmez.
- Doktora gitmen gerek.
- Doktora gitmeniz gerek.