Examples of using "Suuren" in a sentence and their turkish translations:
Büyük bir hata yaptım.
O büyük bir tane yakaladı.
Büyük gölün coşkulu sularındaki kıpırtılar hep birlikte
Tom büyük bir kuş gördü.
Büyük bir alabalık yakaladı.
Tom büyük bir risk aldı.
Bağışın ne kadar büyüktü?
Tom büyük bir kare çizdi.
John büyük bir serveti miras olarak aldı.
Bana büyük bir iyilik yapabilir misin?
Altmış yaşındaki teyzem büyük miras aldı.
Sana büyük bir özür borçluyum.
Tom oğluna büyük bir servet bıraktı.
Kızına büyük bir servet bıraktı.
Kuyumcu broşa büyük bir inci monte etti.
Ben büyük bir hata yaptığımı düşünüyorum.
Onun konuşmasından çok etkilendim.
Gözyaşı Otu çok sayıda hastalığı tedavi edebilir.
Tom öğleden sonranın çoğunda meşgul olacak.
Bu kitap gerçekten aklımı başımdan aldı.
Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,
çok sayıda insan ve araçla Pando'ya gidebilmek için hazırlanmış bir hileydi.
Öğretmen öğrencilere büyük ağacın etrafında toplanmalarını emretti.
Nişanlısı ona büyük bir yüzük verdi.
16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.
Avcılarını sayılarıyla bastırarak... ...büyük çoğunluğu beslenme alanlarına varacaktır.
O ciddi bir hata yaptı.
Ay büyük bir siyah bulut tarafından tamamen gizlendi.
O Rusya'yı Avusturya ve Fransa'nın yanında Prusya'ya karşı savaşa sürükledi.
Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.
Bir taraftan ağır kayıplar verdik fakat diğer taraftan deneyimden birçok şey öğrendik.
Charlemagne'ın hem Almanya hem de Fransa'nın tohumlarını attığı söylenir.
Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.
Dün o, büyük bir adam gördü.
Büyük ağzını kapatmaya ne dersin?
O kadar az zaman içerisinde bu kadar çok para kazanmak çok kolay değildi.
Güney İtalyan adası Sicilya büyük bir duman ve kül bulutuyla kaplandı.
Bu kadar büyük bir aileyi bir arada tutan bağları da sağlamlaştırmak gerek.
- Bunun büyük bir şey olmadığını düşündüm.
- Bunun çok önemli olmadığını düşündüm.
Bunun büyük bir anlaşma olmadığını düşündüm.