Examples of using "Samaan" in a sentence and their turkish translations:
Her şey birdenbire oldu.
Hep bir ağızdan cevap verdiler.
Aynı anda çok fazla yapma.
Tüm kaynaklarını aynı işe yatırma.
Bu sırada İngiltere, birlikten ayrılmaya karar verdi.
İnsanlar "Neden her gün aynı yere gidiyorsun?" diyor.
Küçücükler ve su kolonuna giriyorlar.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
- Bir insan aynı hatayı iki kez yapmaz.
pasaportlarını bordoya çevirdi.
Benim ulaştığım aynı sonuca ulaşacağını düşündüm.
Sadece Tom gibi aynı zamanda tesadüfen oradaydım.
Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.
Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum.
Aynı zamanda iki kişiyi sevebileceğimi sanmıyorum.
Bir hafta sonra, Londra'da olacağım.
Aynı anda çok şey yapma.
Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.
Mary ateş yakarken Tom çadırı kurdu.
İster inan ister inanma, şeftaliler ve bademler aynı aileden geliyor.
İki şeyi aynı anda yapmaya çalışma!