Examples of using "Laita" in a sentence and their turkish translations:
Önlüğünü giy.
Onu hesabıma yaz.
Ayakkabılarınızı giyin.
Radyonun sesini kız.
TV'nin sesini aç.
- TV'nin sesini kıs.
- Televizyonun senini kıs.
Lütfen klimayı aç.
Domates salatasını buzdolabına koy.
- Onu masaya bırak.
- Masanın üzerine koy.
Bavulunu buraya koy.
Bunu cebine koy.
Ceketini giy.
Paltonu askıya as.
Lütfen televizyonu aç.
Biraz daha şeker koyun.
Lütfen notu elden ele gezdirin.
Kitapları masanın üstüne koyma.
Şu kitabı diğerlerinin üstüne koy.
Yemek pişirirken tencerenin kapağını kapatın.
Yatağa iki battaniye koyun.
Onu Tom'un masasına koy.
Derhal ayakkabılarımı giydim.
Benmişsin gibi yap.
Yumurtaları kaynar suyun içine koyun.
Lütfen onu masaya koyma.
Çorbaya o kadar çok biber koyma.
Lütfen çöpünü dışarıdaki çöp kutularına koy.
Merdiveni duvara daya.
Onu henüz kaldırma.
Yemek soğuksa, mikrodalgaya koyun.
Televizyonu kapa. Konsantre olamıyorum.
- Televizyonu kısın.
- Televizyonun sesini kıs.
- Televizyonun sesini kısın.
Gözlerini kapat ve ona kadar say.
- Işığı kapat.
- Işığı kapatın.
Klimayı aç.
Tüm kaynaklarını aynı işe yatırma.
- Onu kapat.
- Kapat şunu.
Kapıyı kapat.
- Radyoyu aç.
- Radyoyu açsana.
Onu kapatın.
Kitabı kapat.
O kitabı bulduğun yere geri koy.
Kapıyı kapat!
Bir elbise giy.
- Tom aldığı şeyleri yerine koymaz hiç.
- Tom'da eşyaları yerine koyma huyu yoktur.
- Çıkarken kapıyı kapat.
- Giderken kapıyı kapat.
Kapıyı kapat.
- Kapıyı kapatın, lütfen.
- Kapıyı kapatsana.
Kutunun üzerine bir şey koymayın.
Onu ikiye kes.
Yatmanın zamanı geldi de geçti bile. Radyoyu kapat.