Examples of using "Kovasti" in a sentence and their turkish translations:
Elinden geldiğince çabala.
Çok utandım.
Dizim çok acıyor.
- Ondan çok hoşlanıyorum.
- Onu çok seviyorum.
Biz zafer için çok savaştık.
Çok parıltı var.
Sıkı çalışıyoruz.
Elbiseni seviyorum.
Kişiliğini gerçekten seviyorum.
Tom sıkı bir pazarlık yaptı.
Gerçekten hikayeni sevdim.
Tom çok çalışır.
Ben el şakalarını severim.
- Ondan çok hoşlanıyorum.
- Onu çok seviyorum.
Ben onu çok seviyorum.
Siz çok çalışıyorsunuz.
Çok çalışıyorsun.
Fena şekilde yardımınıza ihtiyacım var.
Son derece büyükannesine benzer.
Bu çok can acıtır mı?
O, çok çalıştı.
Çok çalışmaya alışkınım.
Benim kedim kedi nanesini sever.
Balık çok mücadele etti.
Erkek arkadaşımı gerçekten özlüyorum.
Onun kız kardeşini çok severim.
Onun küçük kız kardeşini çok severim.
Evet, ben bundan çok korkuyorum.
Tom kırmızı biberi seviyor.
İnsanlarla konuşmayı severim.
Millie çikolatayı sever.
İspanyolca öğretmeni olmayı çok istiyordu.
Onlar ona çok düşkünler.
Ben çok ağladım.
Dün gece çok yağmur yağdı.
Don ürünlere çok zarar verdi.
Yeterince gayret etmiyorsun.
Ben gerçekten örümceklerden korkarım.
Bir şey Tom'u gerçekten rahatsız ediyor.
Annem çayı çok sever.
Tom çok çalışır ama Mary kadar çok değil.
O haber duymaktan çok memnun olurdu.
Paul bu günlerde çok sıkı çalışıyor.
Sert bir rüzgar esiyor.
Benim kedim bunu sevecek.
Çok fazla çalışıyorsun.
Sadece yeterince çok denemiyorsun.
Mary Kelt müziğine düşkündür.
Babam pizayı çok sever.
Tom çok memnun olacak.
Oldukça yardım severdin.
Kelebeklere bayılırım.
Biz çok çalışmalıyız.
Dün herkes pişirdiğim peynirli keki sevdi.
Hepimiz çok çalışırız.
Niçin çok sıkı Fransızca çalışıyorsun?
Ben bu para için çok çalıştım.
Biz yıl sonunda elemanı çok az oluruz.
Sıkı çalışman için teşekkürler.
Aklını şüphelerden temizlemek için çok çabaladı.
Bu öğleden sonra gerçekten yüzmeye gitmek istiyorum.
Tom çok çalıştı.
George Ellie'yi daha çok çalışması için teşvik etti.
- Tom bir bisiklete binmeyi öğrenmede zor zamanlar geçirdi.
- Tom bisiklete binmeyi öğrenirken çok zorluk yaşadı.
Çok korkuyorum.
- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.
Ailesine bakmak için çok çalıştı.
Kocamı gerçekten özlüyorum.
Büyük bir acelen var gibi görünüyorsun.
Biz sıkı çalışmamıza rağmen, Jane'i yenemedik.
O, kardeşleri kadar sıkı çalışır.
Japonya'dan gidersen, seni fena halde özlerim.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
Deneyin sonuçları bizi çok büyük hayal kırıklığına uğrattı.
Çok çalışmazsan, başarılı olamazsın.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Çok çalışıyorsun. Bir süre ağırdan al.
Niçin bu kadar sıkı çalışıyorsun?
Mektubunu almayı dört gözle bekliyorum.
Bu hafta sonunu iple çekiyorum.
Kore yemeklerini severim.
Ann çikolatayı çok sever.
Çok acı çektiği için atımı vurmak zorunda kaldım.
Ailem Tom'u sevdi.
Amcam balık tutmaya çok düşkündür.
- Tom işten başını kaldıramadı.
- Tom canla başla çalıştı.
Tom işi zamanında yaptırmak için çok çalıştı.
Hava çok daha sıcak oldu.
Sıkı çalışsa, sınavı geçebilir.
Bir öğretmen olmak istiyorum.
Çok çalışmak zorunda kalacaksın.
Ben sinemaya gitmeyi seviyorum.
Fransız yemeklerini çok seviyorum.
Tom Mary'nin onun onu çok sevdiğini bilmesini istiyor.
Tom çalışmayı seviyor.
Tom klasik müziğe düşkündür.
Tom antikaları gerçekten çok sever.
O, ailesini çok özlüyor.