Examples of using "Alan" in a sentence and their turkish translations:
Sabrımı kaybetmeye başlıyorum.
En kötüsü için hazırlanıyorum.
Buradaki yiyeceğe alışıyorum.
Ben fikir almaya başlıyorum.
Bocalıyorum.
Ondan şüphelenmeye başlıyorum.
Ken'den yavaş yavaş hoşlanmaya başlıyorum.
Bu havaya alışıyorum.
-Sektörü bitirdiniz. -Canlı çiçeklerimiz de var.
Biraz bocalıyorum.
Tom bu alanda bir uzman.
Ve şimdi her şeyi, biraz yavaşlatacağım.
- Yorulmaya başlıyorum.
- Ben yorulmaya başlıyorum.
Ben Alan Tate, Terry Tate'nin oğlu.
Sıkılıyorum.
Ağlama. Ben de ağlamaya başlayacağım.
Hepimizin mutluluğu için ben de çabalayayım.
Buradaki nemli iklime yavaş yavaş alışıyorum.
Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum.
Yiyecek yayıncısında bu normal bir beyin fırtınası süreci değildir.
Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu tam olarak anlamaya başlıyorum.
Yine noktalar burada, böylece projeksiyonun şekli bozarken