Translation of "Wheels" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Wheels" in a sentence and their turkish translations:

There are wheels within wheels.

İşin içinde iş var.

Nice wheels.

Araba güzelmiş.

The wheels were turning.

Tekerlekler dönüyordu.

Cars have four wheels.

Otomobillerin dört tekerleği vardır.

Bicycles have two wheels.

Bisikletlerin iki tekerleği vardır.

His car has no wheels.

Onun arabasının tekerlekleri yok.

An automobile has four wheels.

Arabanın dört tekerleği vardır.

Tourists are locusts on wheels.

Turistler tekerlekler üzerinde çekirgelerdir.

This vehicle has four wheels.

Bu aracın dört tekerleği var.

Skyscrapers, ferris wheels or theme parks.

gökdelenler, eğlence parkları ya da tema parkları... her ne olursa.

This Italian car has three wheels.

Bu İtalyan otomobilinin üç tekerleği var.

- I took the wheels off my bicycle.
- I took the wheels off of my bicycle.

Bisikletimden tekerleri çıkardım.

First, a word about my fancy wheels.

Öncelikle şık aracım hakkında birkaç söz.

How many wheels does this truck have?

Bir kamyonun kaç tekerleği var?

There are no wheels on this suitcase.

Bu bavulda tekerlekler yok.

I took the wheels off Tom's bike.

Tom'un bisikletinden tekerleri çıkardım.

The accident damaged her car's front wheels.

Kaza, arabasının ön tekerlerine zarar verdi.

And weighted down by a set of train wheels,

ve bir dizi tren tekerleği ile batırılan büyük şamandıralara ihtiyaç var

What I like best is going on Ferris wheels.

Dönme dolaba binmek benim en sevdiğim şeydir.

- Steering wheels of American cars are on the left side.
- The steering wheels on American cars are on the left side.

Amerikan araçlarda direksiyon sol taraftadır.

Steering wheels of American cars are on the left side.

Amerikan arabalarının direksiyon simitleri sol taraftadır.

As we watch the wheels of industry grind to a halt,

Endüstrinin çarklarının durma noktasına gelmesini izlerken

British and Japanese cars have steering wheels on the right side.

İngiliz ve Japon arabalarında direksiyon sağ taraftadır.

The city is contaminated with that black smoke produced by engines with wheels.

Şehir arabalar tarafından üretilen siyah dumanla kirletilmiş.

Tom gave me a nice set of aluminum wheels, but he kept the tires.

Tom bana güzel bir alimünyum jant seti verdi ama o lastikleri sakladı.

Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.

Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.