Examples of using "Waved" in a sentence and their turkish translations:
Tom el salladı.
El salladım.
Tom'a el salladım ve o geri el salladı.
Tom el sallayarak veda etti.
El sallayıp veda ettim.
Onlar bize el salladılar ve sonra biz onlara el salladık.
Bana el sallayarak gitmemi istedi.
O, ona el salladı.
Ona tekrar el salladım.
Tom bayrağı salladı.
Tom Mary'ye el salladı.
Tom kollarını salladı.
Tom Mary'ye el salladı.
Melanie elini salladı.
O ona el salladı.
Bayrağı salladım.
Herkese el salladım.
- Tom el salladı.
- Tom elini salladı.
Bana veda etmek için elini salladı.
Bob gördüğü herkese el salladı.
O ayrılırken bize el salladı.
Tom Mary'ye arkasından el salladı.
Tom arkamızdan el salladı.
Tom arkamdan el salladı.
Tom bizim olduğumuz yeri işaret etti.
Bob gördüğü herkese el salladı.
O, bize elini salladı.
O, bana elini salladı.
Onlara gülümsedim ve el salladım.
Tom arkadaşının arkasından el salladı.
Ben onlara el salladım.
Tom el salladı ve arabayla gitti.
O döndü ve bana el salladı.
Tom gördüğü herkese el salladı.
Tom elini salladı ve gülümsedi.
Prensesi karşılamak için bayraklar salladılar.
O kız bana gülümsedi ve el salladı.
Tom araba uzaklaşırken el salladı.
Tom, Mary'ye helikopterden el salladı.
Tom ve Mary birbirlerine el salladı.
Beni gördükleri anda el salladılar.
Tom ve ben birbirimize el salladık.
Tom Mary'nin dikkatini çekmek için kollarını salladı.
Vedalaştım sonra uzaklaştım.
Beni gördüğü an, bana el salladı.
Tom omzunun üzerinden geriye baktı ve el salladı.
Tom pencereden dışarıya eğildi ve elini salladı.
Otopark görevlisi Tom'a boş bir yer gösterdi.
Leyla uçağa el salladı ama kimse onu görmedi.
Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.
O, onun dikkatini çekme umuduyla kollarını salladı.
Tren çıkarken onlar ebeveynlerinin arkasından el salladı.
Sihirbaz sihirli değneğini salladı ve ince havada kayboldu.
O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
Onu bulabilmesi için, iki elini de sallıyordu.
O, konuşmasını yapmadan hemen önce kalabalığa el salladı.
Napolyon daha sonra savaşta salladığı bayrağı Lannes'a sundu ve
Ne kadar da şirin görünüyordu pencereden mendilini sallarken!
O bir eliyle direksiyonu tuttu ve diğeriyle bana el salladı.
Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.