Translation of "Waved" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Waved" in a sentence and their turkish translations:

Tom waved.

Tom el salladı.

I waved.

El salladım.

I waved to Tom and he waved back.

Tom'a el salladım ve o geri el salladı.

Tom waved goodbye.

Tom el sallayarak veda etti.

I waved goodbye.

El sallayıp veda ettim.

They waved at us and then we waved back.

Onlar bize el salladılar ve sonra biz onlara el salladık.

He waved me away.

Bana el sallayarak gitmemi istedi.

He waved at her.

O, ona el salladı.

I waved him back.

Ona tekrar el salladım.

Tom waved the flag.

Tom bayrağı salladı.

Tom waved at Mary.

Tom Mary'ye el salladı.

Tom waved his arms.

Tom kollarını salladı.

Tom waved to Mary.

Tom Mary'ye el salladı.

Melanie waved her hand.

Melanie elini salladı.

She waved at him.

O ona el salladı.

I waved the flag.

Bayrağı salladım.

I waved to everyone.

Herkese el salladım.

Tom waved his hand.

- Tom el salladı.
- Tom elini salladı.

- She waved good-bye to me.
- She waved goodbye to me.

Bana veda etmek için elini salladı.

- Bob waved to whomever he saw.
- Bob waved to everyone he saw.

Bob gördüğü herkese el salladı.

He waved goodbye to us.

O ayrılırken bize el salladı.

Tom waved goodbye to Mary.

Tom Mary'ye arkasından el salladı.

Tom waved goodbye to us.

Tom arkamızdan el salladı.

Tom waved goodbye to me.

Tom arkamdan el salladı.

Tom waved in our direction.

Tom bizim olduğumuz yeri işaret etti.

Bob waved to whomever he saw.

Bob gördüğü herkese el salladı.

She waved her hand to us.

O, bize elini salladı.

She waved her hand to me.

O, bana elini salladı.

I smiled and waved at them.

Onlara gülümsedim ve el salladım.

Tom waved goodbye to his friend.

Tom arkadaşının arkasından el salladı.

I waved my hand to them.

Ben onlara el salladım.

Tom waved goodbye and drove off.

Tom el salladı ve arabayla gitti.

He turned and waved to me.

O döndü ve bana el salladı.

Tom waved to everyone he saw.

Tom gördüğü herkese el salladı.

Tom waved his hand and smiled.

Tom elini salladı ve gülümsedi.

They waved flags to welcome the princess.

Prensesi karşılamak için bayraklar salladılar.

That girl smiled and waved to me.

O kız bana gülümsedi ve el salladı.

Tom waved as the car pulled away.

Tom araba uzaklaşırken el salladı.

Tom waved at Mary from the helicopter.

Tom, Mary'ye helikopterden el salladı.

Tom and Mary waved to each other.

Tom ve Mary birbirlerine el salladı.

The moment they saw me, they waved.

Beni gördükleri anda el salladılar.

Tom and I waved to each other.

Tom ve ben birbirimize el salladık.

Tom waved his arms to get Mary's attention.

Tom Mary'nin dikkatini çekmek için kollarını salladı.

I waved good bye and then walked away.

Vedalaştım sonra uzaklaştım.

The moment he saw me, he waved to me.

Beni gördüğü an, bana el salladı.

Tom glanced backward over his shoulder and waved goodbye.

Tom omzunun üzerinden geriye baktı ve el salladı.

Tom leaned out the window and waved his hand.

Tom pencereden dışarıya eğildi ve elini salladı.

A parking lot attendant waved Tom into a space.

Otopark görevlisi Tom'a boş bir yer gösterdi.

Layla waved at the plane but nobody saw her.

Leyla uçağa el salladı ama kimse onu görmedi.

We waved flags to welcome members of our baseball team.

Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.

She waved her arms in hopes of getting his attention.

O, onun dikkatini çekme umuduyla kollarını salladı.

As the train pulled out, they waved goodbye to their parents.

Tren çıkarken onlar ebeveynlerinin arkasından el salladı.

The wizard waved his magic wand and disappeared into thin air.

Sihirbaz sihirli değneğini salladı ve ince havada kayboldu.

She waved at me before she got on board the plane.

O, uçağa binmeden önce bana el salladı.

She waved both her hands so that he could find her.

Onu bulabilmesi için, iki elini de sallıyordu.

He waved to the crowd immediately before he delivered his speech.

O, konuşmasını yapmadan hemen önce kalabalığa el salladı.

Napoleon later presented the flag  he’d waved at the battle to Lannes,  

Napolyon daha sonra savaşta salladığı bayrağı Lannes'a sundu ve

How cute she looked as she waved her handkerchief from the window!

Ne kadar da şirin görünüyordu pencereden mendilini sallarken!

He held the wheel with one hand and waved to me with the other.

O bir eliyle direksiyonu tuttu ve diğeriyle bana el salladı.

Just as we were leaving the exam room the doctor waved his hand saying, 'bye-bye'.

Muayene odasından tam ayrılırken doktor hoşça kal diyerek elini salladı.