Examples of using "Untidy" in a sentence and their turkish translations:
- Ben dağınığım.
- Ben pasaklıyım.
- Ben düzensizim.
Tom düzensiz.
Tom düzensizdi.
- Odası düzensiz.
- Onun odası düzensiz.
Sanırım Tom düzensiz.
- Oda çok düzensizdi.
- Oda çok dağınıktı.
- Oda çok savruktu.
Saçınız gerçekten dağınık görünüyor.
Tom çok düzensiz, değil mi?
Tom'un dağınık olduğunu düşünüyor musun?
Kardeşimin odası hep dağınıktır.
Tom ve Mary'nin evi çok dağınık.
Annem odamın düzensiz olmasından hoşlanmıyor.
Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
Tom dağınık, değil mi?
ve garipti. Napolyon onu "lanet olası bir hayvan" olarak bile tanımladı.
Tom düzensiz, değil mi?
Tom'un masası o kadar dağınıktı ki, temizlikçi odayı temizlemeyi reddetti.
- Giysileri dört bir yana dağılmış haldeyken, huzursuzluğu ve tedirginliği peykerinden anlaşılıyordu.
- Kıyafetleri sağa sola dağılmışken, tüm sıkıntısı yüzüne yansımıştı.
Bir evin düzensiz olmasına katlanabilirim ama kirli olmasından hoşlanmıyorum.