Examples of using "Uncommon" in a sentence and their turkish translations:
Bu sıra dışı mıdır?
O nadir mi?
Bu o kadar nadir değil.
Bu hiç nadir değil.
O nadir bir yaralanma değil.
Tom onun çok nadir olduğunu söyledi.
Kolera Japonya'da yaygın değildir.
Onunla ilgili nadir bir şey yok.
Bu sıra dışı değil.
Çoktan seçmeli testler sıradışı değildir.
- Bu tarz hatalara az rastlanmıyor.
- Böyle hatalar az olmuyor.
Böyle bir konu bugünlerde yaygın değil.
Doktorlar için 6 haneli gelirler alışılmamış bir durum değil.
Amerikalıların halk içinde öpüşmesini görmek nadir değildir.
Biz bazen "sağduyu oldukça nadirdir" deriz.
Bu pek de olağan dışı bir şey değil.
Bu hiç nadir değil. Aslında o çok yaygın.
sık ya da nadir görülen nörolojik sendromlara fonksiyonel tıp yaklaşımı ile
Mutfaktaki bir adam, oldukça nadir bir görüntüdür.
Hükümetin tarımı sübvanse etmesi sıra dışı değildir.
Keşke bu tür davranışların az görüldüğünü söyleyebilsem.
ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.
ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.
ama böyle şeyler buralarda nadir görülmez.
Web sitelerini kullanmak için kayıt sırasında insanların sahte kişisel bilgi vermeleri nadir değildir.
Dünyada şişmanlığın nadir olduğu tek bölge Afrika'da Sahra çölünün güney kısmıdır.