Examples of using "Threaten" in a sentence and their turkish translations:
Beni tehdit etmeyin.
Onu tehdit ettin mi?
Tom tehdit etti mi?
Beni tehdit edemezsin.
Onu tehdit ettin mi?
Tom'u tehdit ettin mi?
Onları tehdit ettin mi?
Tom, Mary'yi tehdit etti mi?
Onu tehdit etmedim.
Onları nerede tehdit ettin?
Şansızlık ve sefalet seni tehdit etti.
Tom hiç seni tehdit etti mi?
Az önce beni tehdit ettin mi?
Sami, Leyla'yı tehdit etmeye başladı.
Sami, Leyla'yı kişisel olarak tehdit etmedi.
Darbeler siyaseti tehdit edebilir.
Sami Layla'yı tehdit etmeye geldi.
Güneş enerjisi çevreyi tehdit etmez.
Hiç Tom'un Mary'yi tehdit ettiğini duydun mu?
Beni tehdit etme. Hiçbir şey söylemeyeceğim.
Gerçekten Tom'u öldürmekle tehdit ettin mi?
O, kasabanın ikbâlini tehdit edecektir.
Tom, Mary'nin John'u öldürmekle tehdit ettiğini duyduğunu söyledi.
Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır.
Tüm yapmak istediğimin Tom'u tehdit etmek olduğuna yemin ederim.
Çin'in finansal güvenliğini tehdit edecek gizli borçlar demek'' Shang Fulin,
Tom bize Birleşik Devletler hükûmetinin Rusya'nın emniyetini cidden tehdit eden bir silah bağdarlaması icra etmeye gayret ettiğini söyledi.