Examples of using "Thorns" in a sentence and their turkish translations:
Güllerin dikenleri var.
Güzel çiçeklerin dikenleri vardır.
Dikenleri olmayan bir gül yoktur.
Güllerin saplarında dikenleri var.
Dikensiz güller yoktur.
- Dikensiz bir gül yoktur.
- Her gülün dikenleri vardır.
Dikenlerle süslenmiş ve göz alıcı bir ışık yayan kalp
En güzel çiçeklerin en keskin dikenleri vardır.
Diken ekenlerin gül hasat etmeyi beklememeleri gerekir.
Zaman gülleri soldurur, fakat dikenleri kırar.
Her gülün dikeni vardır.
Gülün sadece ona dokunmak isteyenler için dikenleri vardır.
Gülü kırmak isterseniz dikenlerin sıkışmasından korkmayın.
Toprak sana diken ve çalı verecek, yaban otu yiyeceksin. Yaratılmış olduğun toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.
O zaman Pilatus İsa'yı tutup kamçılattı. Askerler de dikenlerden bir taç örüp O'nun başına geçirdiler. Sonra O'na mor bir kaftan giydirdiler. Önüne geliyor, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diyor, yüzüne tokat atıyorlardı.