Examples of using "That " in a sentence and their turkish translations:
O onu çözer.
O vesile olmuş.
işte bu tektonik o tektonik yani yer kabuğunun hareketi
Kes şunu!
O berbat.
Keşke onu yapmak o kadar kolay olsaydı.
Ben öyle yapmıyorum.
Bu kötü kokuyor!
Bu Tom'un bunu yapmayacağı anlamına mı geliyor?
Bunu yapacağıma karar verdim.
o
bunu inkâr eden zihniyet,
O kimdir?
O nedir?
Ah, şu şey. Bu bunu açıklıyor.
O kız o müzikten hoşlanır.
Onu o şekilde yapma.
El arabası sisteminden geriye kalan tek şey bu.
Onun yardımcı olduğunu umuyorum.
Umarım yararı olur.
Umarım olur.
O garip görünüyor.
Tom onun olduğunu reddetti.
O kapıyı kapat.
O korkunç görünüyor.
O güzeldi.
Onun olacağını umalım.
O kimdir?
Onun devam ettiğini umuyorum.
Bunun olması talihsizlik.
- Onu yaptığımı itiraf ediyorum.
- Onu yaptığımı kabul ediyorum.
Bunu yapmamın asıl sebebi buydu.
Tom bunu onun için yaptığına sevindiğini söyledi.
Tom, Mary için bunu yaptığına sevindiğini söyledi.
Herkesin bunu bildiğini sanıyordum.
Bence herkes onu diler.
Onu Tom'un yaptığını biliyorum.
Bunu Tom'un yaptığını herkes biliyor.
Tom, Mary'nin John'un bunu yapacağından emin olmadığını söyledi.
Tom, Mary'nin John'un bunu yapacağından emin olduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin bunu yapacağından emin olduğunu söyledi.
Herkesin bunu bildiğini düşünüyorum.
Tom onu yapıyor.
Hiç kimse onu yapmıyor.
Tom'un bunu yaptığını duydum.
Tom, Mary'nin bunu yapmadığını söyledi.
Tom, Mary'nin bunu yaptığının farkında değil.
O iyiydi.
Öyle söyleme.
O gerekli değildi.
Tom onu yaptığını kabul etti.
Bana onu ver.
Şimdiye kadar onu ilk yapışımdı.
Tom, Mary'nin bunu yaptığınız için mutlu olduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin senin bunu yaptığına sevindiğini söyledi.
Tom, Mary'nin bunu yaptığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.
Tom, Mary'nin bunu yaptığını düşünmediğini söyledi.
Bunu yapmamın sebeplerinden biri buydu.
Tom, Mary'nin onu yapmayacağını umduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin onu yapacağından şüphe ettiğini söyledi.
Tom Mary'nin bunu yaptığını düşündüğünü söyledi.
Tom, bunu yapabileceğimizi düşündüğünü söyledi.
Tom, bunu yapmamayı dilediğini söyledi.
Tom bunu yapabileceğini dilediğini söyledi.
Çünkü çıkardığımda çığlık attın
"Bu alışılmışın dışındaydı,
Öyle ki, Uruguay'da olan her şeyin bedelini
oy verilebilir. Bu biriktirmek, yani biriktirmek demektir.
Böyle söylemeyi bırak!
- O işe yaramaz.
- O çalışmayacak.
O söylediği doğrudur.
O arabayı izleyin.
O mantıklı görünüyor.
Bu bazen olur.
Onu herkes yapar.
Adil görünüyor.
Onu sevdi.
O harika görünüyor.
Onu yalnız bırak.
Şuna bak!
Onu yapmayı bırak.
Bunu söylemiş olması imkansız.
O güzel görünüyor.
O iyi görünüyor!
O beni rahatsız ediyor.
Onu yaptığıma pişmanım.
Onu ben yaptım.
O kapıyı kapat.
Tom'un onu yapması iyi.
O olmadı.
O garip değil mi?