Examples of using "Struck" in a sentence and their turkish translations:
O âşık.
Tom, Mary'ye vurdu.
O stresliydi.
Beceremedim.
Leyla, Sami'ye vurdu.
Ağaca yıldırım düştü.
Tom'un evini yıldırım çarptı.
Yıldırım kuleyi vurdu.
O, bir kibrit yaktı.
Yıldırım evini vurdu.
Saat onu vurdu.
Yıldırım Tom'un evini vurdu.
Felaket, Sami'nin ailesini vurdu.
- Saat gece yarısına gelmişti.
- Saat gece 12 olmuştu.
Çarpılmaktan zar zor kurtuldum.
- O isim kulağa tanıdık geliyor.
- O isim başka şeyler hatırlatıyor.
- O isim sempatik geliyor.
- O isim olumlu.
- Tom yıldırım tarafından çarpıldı.
- Tom'u yıldırım çarptı.
Onun aklına iyi bir fikir geldi.
İyi bir fikir aklıma geldi.
Gemi bir kayaya çarptı.
Onu yıldırım çarpmıştı.
Sonra Almanlar yine saldırdı.
Beni yıldırım çarptı.
Tom üç kez başarısız oldu.
Şaşkınlıktan dona kalmıştık.
Motosiklet telefon direğine çarptı.
Evini yıldırım çarptı.
Tayfun Kanto bölgesine çarptı.
O, yıldırım çarpması sonucu kurtuldu.
Listeden silindi.
Birden onun aklına iyi bir fikir geldi.
Bu ağaca yıldırım düştü.
Tom, Mary'ye vurdu.
Saat zaten öğleyi vurdu.
Saat tam üç vurdu.
Boksör rakibine sert vurdu.
Bir yıldırım uzun boylu ağacı vurdu.
Saat 12 buçuğu vurdu.
O, Mary'nin yüzüne vurdu.
Saat tam onu vurdu.
Tom'un evini yıldırım çarptı.
Mary'nin evini yıldırım çarptı.
Onun güzelliği tarafından çarpıldım.
Onun güzelliği tarafından vuruldu.
O, Cupid'in okuyla vuruldu.
Leyla, Sami'yi vurdu.
Sami, Leyla'ya bir heykelle vurdu.
Sami, Leyla'nın güzelliğine vuruldu.
Ben yıldırım tarafından üç kere çarpıldım.
Görünen o ki hassas bir noktaya dokunduk.
Sonunda aklıma güzel bir fikir geldi.
Ada tayfun tarafından vuruldu.
Büyük ağaca yıldırım düştü.
Onunla tanışık oldum.
Dün eve yıldırım düştü.
Bir dizi felaket bölgeyi vurdu.
Yumruğunu masaya vurdu.
Yıldırım tarafından çarpılan evi gördüm.
Ben yumruğumla duvara vurdum.
- O, yumruğuyla duvara vurdu.
- Duvara yumruk attı.
O, yumruğu ile duvara vurdu.
Mary yumruğuyla duvara vurdu.
Onlar yumruklarıyla duvara vurdu.
Tom yumruğu ile duvara vurdu.
Tom, yıldırım tarafından çarpıldı ve öldü.
Ciddi felaketler onun bütün hayatını vurdu.
Tom Mary ile sohbet etmeye başladı.
Leyla, Sami'ye bir Çin heykeliyle vurdu.
Sami'nin ortadan kaybolması öğrenciler arasında korku yarattı.
Yıldırım çarpıp öldü.
Ama yine de bundan fazlasıyla etkilendim.
Ama sonra, bir saat geçmeden facia yaşandı.
Adam aniden kafama vurdu.
Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
- O, bir yıldırım tarafından üç kez çarpıldı.
- Onu üç kez yıldırım çarptı.
- Üzerine üç kez yıldırım düştü.
O, yıldırım tarafından üç kere çarpıldı.
Mary'ye üç kez yıldırım çarptı.
Biz üç kez yıldırım tarafından çarpıldık.
Onlar üç kez yıldırım tarafından çarpıldılar.
Bir kibrit çaktı ve mumları yaktı.
Tom kibriti çaktı ama yanmadı.
Tom'un olduğu uçağı yıldırım çarptı.
O, yüzüme ağır bir darbe indirdi.
Bir kibrit çaktı fakat onu çabucak söndürdü.
Hastanedeyim. Yıldırım çarptı.
Dan bir kamyon tarafından çarpıldı ve ağır bir şekilde yaralandı.
Otuz yıl önce saate yıldırım çarptı.
Saatin kaç kez çaldığını duymadım.
Yumruğunla duvara vurdun, değil mi?
Sen yumruğunla duvara vurdun, değil mi?
Kurşunlardan biri Mckinley'i mideden vurdu.
Tom'un ahırı geçen sene iki kez yıldırım tarafından çarpıldı.
Tom'u yıldırım çarpmasını ve ölmesini diliyorum.
Ve beni en çok etkileyen şey, bunların çoğunun,
Trebia'da ki yenilgi Roma'nın kalbine korku salmıştı.
Savaşta darbe alan Scipio, atından düştü.