Translation of "Shouted" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Shouted" in a sentence and their turkish translations:

Tom shouted.

Tom bağırdı.

I shouted.

Ben bağırdım.

No one shouted.

Kimse bağırmadı.

"Help!" he shouted.

- O "İmdat!" diye bağırdı.
- "İmdat!" diye bağırdı.

Everybody shouted for joy.

Herkes sevinçle bağırdı.

"Come back!" he shouted.

"Geri dön!" diye bağırdı.

- Tom called.
- Tom shouted.

Tom bağırdı.

Tom shouted at Mary.

Tom, Mary'ye bağırdı.

"Eureka!" shouted Tom suddenly.

Tom aniden "Eureka!" diye bağırdı.

They shouted for help.

- Onlar yardım için bağırdılar.
- Onlar yardım için bağırdı.

Tom shouted himself hoarse.

Tom kendisi kısık sesle bağırdı.

She shouted to him.

O ona bağırdı.

I shouted for help.

Yardım istedim.

He shouted for help.

O, yardım için bağırdı.

Someone shouted his name.

Birisi onun ismini bağırdı.

He shouted, "Get out!"

"Dışarı!" diye haykırdı.

We shouted at Tom.

Tom'a bağırdık.

Tom shouted something in French.

Tom Fransızca bir şeyler bağırdı.

Tom shouted, "There's a fire!"

Tom "Yangın var!" diye bağırdı.

No one shouted at you.

Kimse sana bağırmadı.

Tom shouted over the music.

- Tom müziğin sesini bastırabilmek için bağırdı.
- Tom müzikten sesini duyurabilmek için bağırdı.

- Tom shouted, but nobody heard him.
- Tom shouted, but no one heard him.

Tom bağırdı ama kimse onu duymadı.

He shouted to us to come.

Gelmemiz için bize bağırdı.

The drowning man shouted for help.

Boğulan adam yardım için bağırdı.

She shouted that she was safe.

O yüksek sesle güvende olduğunu söyledi.

Have you ever shouted at Taninna?

Taninna'ya hiç bağırdın mı?

- He cried: "Help!"
- "Help!" he shouted.

O "İmdat!" diye bağırdı.

She shouted, but nobody heard her.

O bağırdı ama kimse onu duymadı.

"On your feet," shouted the guard.

Nöbetçi "ayağa kalk" diye bağırdı.

Tom shouted that he was OK.

Tom iyi olduğunu haykırdı.

- He shouted at the top of his voice.
- She shouted at the top of her voice.

Sesinin çıktığı kadar bağırdı.

- Tom shouted at the top of his lungs.
- Tom shouted at the top of his voice.

Tom avazı çıktığı kadar bağırdı.

Bill shouted that he was all right.

Bill, haklı olduğunu haykırdı.

They shouted as loudly as they could.

Ellerinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdılar.

A man shouted something, waving his hand.

- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.

He shouted to her to be careful.

Dikkatli olması için ona bağırdı.

I shouted as loud as I could.

Elimden geldiğince yüksek sesle bağırdım.

The child shouted, "Watch out, a snake!"

Çocuk "Dikkat et, bir yılan!" diye bağırdı.

"A story! a story!" shouted the children.

Çocuklar "Bir hikaye! Bir hikaye!" diye bağırdı .

Tom shouted as loud as he could.

Tom elinden geldiğince yüksek sesle bağırdı.

They shouted at the top of voices.

Avazları çıktıkları kadar bağırdılar.

Tom shouted to Mary to be careful.

Tom dikkatli olması için Mary'ye bağırdı.

"Keep away from the vertical cliff!" she shouted.

" Dikey kayalıklardan uzak durun!" o bağırdı.

She lost her temper and shouted at me.

O sinirlendi ve bana bağırdı.

- He shouted for help.
- He yelled for help.

O, yardım için bağırdı.

She shouted for help, but no one came.

Yardım için bağırdı fakat hiç kimse gelmedi.

- Tom yelled at Mary.
- Tom shouted to Mary.

Tom, Mary'ye bağırdı.

He lost his temper and shouted at me.

Sinirlendi ve bana bağırdı.

Tom shouted for help, but no one came.

Tom yardım için hayırdı, ama kimse gelmedi.

We shouted for help, but no one came.

Yardım çağırdık ama kimse gelmedi.

Tom shouted at us in a gruff voice.

Tom bize aşırı hırçın bir sesle bağırdı.

- Tom yelled for help.
- Tom shouted for help.

Tom yardım için bağırdı.

Tom lost his temper and shouted at Mary.

Tom sinirlendi ve Mary'ye bağırdı.

He shouted angrily, "Hey! You contaminated my water!"

Kızgınlıkla "Hey, suyumu kirlettiniz!" diye bağırdı.

He leaned over and shouted into her ear.

Eğilip kulağına bağırdı.

- Tom and I both shouted as loudly as we could.
- Both Tom and I shouted as loudly as we could.

Tom ve ben ikimiz de olabildiğince yüksek sesle bağırdık.

- Tom's friends shouted for Tom to come out and play.
- Tom's friends shouted for him to come out and play.

Tom'un arkadaşları Tom'un dışarı çıkıp oynaması için bağırdılar.

Furious, he picked up a  scaling ladder and shouted,  

Öfkeyle bir ölçek merdiveni aldı ve bağırdı,

The lad leaned over and shouted into Tom's ear.

Delikanlı Tom'un üzerine abandı ve kulağına bağırdı.

"Yippee! We're going on an adventure!" shouted little Timothy.

"Küçük Timothy, "Yaşasın! Biz bir maceraya gidiyoruz!" diye bağırdı.

- Somebody is shouting my name.
- Someone's shouted my name.

Biri ismimi haykırdı.

She shouted to him, but he didn't hear her.

Ona bağırdı fakat o duymadı.

Tom shouted to Mary, but she didn't hear him.

Tom Mary'ye bağırdı, ama o onu duymadı.

- Sami was yelling at Layla.
- Sami shouted at Layla.

Sami, Leyla'ya bağırdı.

We shouted in order to warn everyone of the danger.

Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık.

She shouted and threatened a policeman by brandishing a knife.

O, polise bağırdı ve bir bıçak sallayarak tehdit etti.

This is the first time I've ever shouted at Taninna.

Şimdiye kadar Taninna'ya ilk kez bağırdım.

We shouted for help at the tops of our voices.

Biz yardım için avazımızın çıktığı kadar bağırdık.

The audience shouted "Bravo!" for at least a full minute.

Seyirci en az bir tam dakika boyunca "Bravo!" diye bağırdı.

Tom and Mary both shouted as loudly as they could.

Hem Tom hem de Mary ellerinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdılar.

- I requested help.
- I shouted for help.
- I wanted help.

Yardım istedim.

- You should've heard me. I shouted as loud as I could.
- You should have heard me. I shouted as loud as I could.

Beni duymalıydın. Elimden geldiği kadar yüksek sesle bağırdım.

The bank robber shouted, "Stay where you are, all of you!"

Banka soyguncusu " hepiniz, olduğunuz yerde kalın!" diye bağırdı

"Look at me," shouted Echo, "Look at me, Mother, I'm flying!"

"Bana bak" diye bağırdı Echo, "Bana bak Anne, uçuyorum!"

When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.

O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.

Tom shouted as loud as he could, but nobody heard him.

Tom elinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdı ama hiç kimse onu duymadı.

The main point of this should be shouted is the Turkish Historical Society

bunun asıl bağırılması gereken yer Türk Tarih Kurumudur

- She cried out for help.
- He shouted for help.
- He yelled for help.

O, yardım için bağırdı.

Tom shouted Mary's name as loud as he could, but she didn't hear him.

Tom elinden geldiği kadar yüksek sesle Mary'nin adını bağırdı ama o onu duymadı.

“O, Islam!!!” he shouted three times and charged into the enemy line with his personal retinue.

"EY,ISLAM!!!" diye 3 kere bağırdı ve adamlarıyla birlikte düşman hattına saldırdı.

- Tom shouted at Mary.
- Tom screamed at Mary.
- Tom hollered at Mary.
- Tom started screaming at Mary.

- Tom, Mary'ye bağırdı.
- Tom, Mary'ye seslendi.

When the trumpets sounded, the army shouted, and at the sound of the trumpet, when the men gave a loud shout, the wall collapsed; so everyone charged straight in, and they took the city. They devoted the city to the LORD and destroyed with the sword every living thing in it—men and women, young and old, cattle, sheep and donkeys.

Trompetler ses çıkardığında, ordu bağırdı ve trompet sesinde, adamlar yüksek sesle bağırdığında, duvar çöktü; bu yüzden herkes doğruca içeriye hücum etti ve şehri aldılar.Şehri LORD'a verdiler ve kılıçla onun içinde yaşayan her şeyi yok ettiler-erkekler, kadınlar, gençler ve yaşlılar, sığırlar, koyunlar ve eşekler.