Translation of "Score" in Turkish

What's the score?

Skor nedir?

What's your score?

Puanın nedir?

- Who made the highest score?
- Who got the highest score?

En yüksek skoru kim aldı?

We know the score.

Sayıyı biliyoruz.

I know the score.

Ben skoru biliyorum.

The score was even.

Skor eşitti.

What was your score?

Puanınız neydi?

Tom knows the score.

Tom skoru bilir.

What was the score?

Skor neydi?

The score is tied.

Skor berabere.

Did you score last night?

Dün gece gol attın mı?

The score is 1-0.

Durum 1:0.

What was the final score?

Son puan neydi?

Tom got a perfect score.

Tom'un mükemmel bir skoru var.

I got a perfect score.

Mükemmel bir puan aldım.

- I don't think we kept score.
- I don't think that we kept score.

- Puan tuttuğumuzu sanmıyorum.
- Puan saydığımızı sanmıyorum.
- Skor tuttuğumuzu sanmıyorum.

I almost got a perfect score.

Neredeyse mükemmel bir skor yaptım.

What was the score at halftime?

İlk yarıda skor neydi?

We have a score to settle.

Yerleşmek için bir puanımız var.

Tom was impressed by Mary's score.

Tom Mary'nin skorundan etkilendi.

Tom has a good credit score.

Tom'un iyi bir kredi notu var.

I want to score more goals.

Daha fazla gol atmak istiyorum.

The final score wasn't even close.

Oyun çok farklı skorla bitmişti.

It's the best score up to now.

O,şu ana kadar en iyi skordur.

He got a better score than us.

Bizden daha iyi bir puan aldı.

Who will score the first goal tonight?

- Bu gece ilk golü kim atacak?
- Bu gece ilk golü kim atar?

Tom got a better score than Mary.

Tom, Mary'den daha iyi bir skor aldı.

The final score was two to nothing.

Son puan iki sıfırdı.

We watched them score one basket after another.

Onların peş peşe basket yapmasını izledik.

What was the final score in today's game?

Bugünün oyununda en son skor neydi?

What was the final score of the game?

Oyunun son skoru neydi?

I have a score to settle with him.

Onunla görülecek bir hesabım var.

Tom has always had a perfect credit score.

Tom'un her zaman mükemmel bir kredi puanı vardı.

I have a score to settle with you.

Seninle görülecek bir hesabım var.

I have a score to settle with Tom.

Tom'la görülecek bir hesabım var.

An IQ score of 100 is considered average.

100 IQ ortalama sayılmaktadır.

We lost by a score of three to one.

Bire karşı üç sayıyla kaybettik.

I got a perfect score on the math section.

Matematik bölümünde mükemmel bir puan aldım.

The final score of the game was 3–1.

Maç sonucu 3-1'di.

It's unusual for defensive players to score many goals.

Defans oyuncuları için birçok gol atmak alışılmadık bir şeydir.

The student received a perfect score on the exam.

Öğrenci sınavda mükemmel bir puan aldı.

In the last minute, Marcello score an equalizing goal.

Son dakikada Marcello bir beraberlik golü attı.

One must work hard to get a good score.

İyi bir sonucu ele alabilmek için, çabalamak gerek.

I got a very low score on today's test.

Bugünkü sınavda çok düşük bir puan aldım.

The final score of the game was 3 to 1.

Oyunun final skoru üçe birdi.

When she saw her test score, she burst into tears.

O, test puanını gördüğünde gözyaşlarına boğuldu.

One needs to work hard to get a good score.

İyi bir sonucu ele alabilmek için, çabalamak şarttır.

Tom got a very low score on his French test.

Tom, Fransızca sınavında çok düşük bir puan aldı.

Tom's parents were disappointed when they saw his test score.

Tom'un ebeveynleri onun test puanını gördüklerinde hayal kırıklığına uğradılar.

Sometimes the film score is too loud, which irritates me.

Bazen film müziğinin sesi çok yüksek çıkıyor, ki bu da beni sinir ediyor.

And whoever got the highest score would be the class monitor.

ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.

- If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?
- A soccer score of 3 to 0 is definitely a victory.

3-0'lık bir futbol skoru kesinlikle bir zaferdir.

Meiji was beaten by Keio by a score of three to five.

Meiji, beş üçlük bir skorla Keio'ya yenildi.

You should work hard if you want to get a good score.

İyi bir sonuç elde etmek için, gayret etmek gerektir.

When applying to American universities, your TOEFL score is only one factor.

Amerikan üniversitelerine başvururken, TOEFL skorunuz yalnızca bir etkendir.

- How many points have you scored?
- How many points did you score?

Kaç puan almışsın?

Chinese diver Chen Aisen earned a perfect score on his last dive.

Çinli dalgıç Chen Aisen son dalışında mükemmel bir puan kazandı.

The game ended in a draw, and the final score was 2-2.

Oyun beraberlikle sona erdi ve final skoru 2-2'ydi

I hope you got a higher score on the test than I did.

Umarım testte benim aldığımdan daha fazla puan aldın.

I wouldn't be too surprised if Tom didn't get a good TOEFL score.

Tom iyi bir TOEFL puanı almasa çok şaşırmam.

Have you ever gotten a perfect score on a test in high school, Taro?

Sen hiç lisedeki testte mükemmel bir puan aldın mı, Taro?

I think the final score between Barcelona and Real Madrid will be 2-0.

Barcelona ve Real Madrid arasındaki maçın skorunun 2-0 olacağını düşünüyorum.

If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?

Bir futbol skoru 3-0 ise bu, zafer değilse başka nedir?

Tom was looking forward to watching the football match he had recorded at home, and he was angry when he overheard someone mention the final score.

Tom evde kaydettiği futbol maçını izlemek için can atıyordu ve birinin son skordan bahsetmesine kulak misafiri olduğunda sinirliydi.