Translation of "Role" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Role" in a sentence and their turkish translations:

What's Tom's role?

Tom'un rolü nedir?

What's Glauke's role?

Glauke'nin rolü nedir?

- Who has the lead role?
- Who has the main role?

Ana rolü kim aldı?

- You need to accept your role.
- You must accept your role.
- You have to accept your role.

Rolünü kabul etmek zorundasın.

The role of messenger.

elçi rolü.

Unsure of their role.

olmaması gibi önemli hatalar meydana geldi .

Is that your role?

Bu sizin rolünüz mi?

I understand my role.

Rolümü anlıyorum.

You must accept your role.

Rolünü kabul etmelisin.

I have an important role.

Önemli bir rolüm var.

Tom was my role model.

Tom benim rol modelimdi.

You're a bad role model.

Kötü bir rol modelisin.

Who's got the starring role?

Baş rolü kim aldı?

But these weren't my role models.

Ama onlar benim rol modellerim değildi.

Crucial role in Egypt’s glorious past.

, Mısır'ın görkemli geçmişindeki önemli rolünü keşfediyor .

Your role here is so important.

Burada sizin rolünüz çok önemlidir.

You need to accept your role.

Rolünü kabul etmen gerek.

Tom is a bad role model.

Tom kötü bir rol model.

You're a good role model, Tom.

İyi bir rol modelisin, Tom.

Tom has had good role models.

Tom'un iyi rol modelleri var.

Tom needs a male role model.

Tom'un erkek rol modeline ihtiyacı var.

The interpreter has a double role.

Çevirmenin ikili bir görevi vardır.

What's your favorite role-playing game?

- Favori rol-yapma oyununuz hangisidir?
- Gözde rol yapma oyununuz hangisi?

The actress is studying her role.

Oyuncu rolüne çalışıyor.

Fadil played a very special role.

Fadıl çok özel bir rol oynadı.

- Nature plays an important role in our life.
- Nature plays a significant role in our life.

Doğa, hayatımızda önemli bir rol oynar.

And it has a very important role.

ve çok önemli bir rolü var.

And how I do see our role.

ve rolümüzü nasıl gördüğümü söyleyebilirim.

Have played a shameful role in Ukraine.

...Ukrayna'da utanç verici bir rol oynadı.

[Pepe] The role of culture is incommensurable.

Kültürün rolü çok büyük.

Their military role replaced by artillery forts.

Kalelerin askeri rolleri topçu hisarları tarafından alındı.

I want to be a role model.

Ben bir rol model olmak istiyorum.

He plays an important, almost pivotal, role.

O önemli, neredeyse kilit rol oynamaktadır.

I have the perfect role for you.

Senin için mükemmel bir rolüm var.

The clown it's his most remembered role.

Palyaço onun en çok hatırlanan rolüdür.

You have only to play a role.

Oynamak için yalnızca bir rolün var.

Layla is always playing the victim role.

Leyla her zaman mağdur rolünü oynuyor.

What was your role in all this?

Bütün bunda senin rolün neydi?

- She is playing an important role in our organization.
- He is playing an important role in our organization.

- O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.
- O, organizasyonumuzda önemli bir rol oynuyor.

And while the babaylan was a female role,

Babaylan bir kadın rolü olmasına rağmen,

"We're not looking to cast this role diversely."

"Bu role farklı görünen birilerini seçmeyi düşünmüyoruz."

It's my role to shepherd it in time,

Benim görevim onu gelecek nesillere bırakmak

Social media plays a big role here, too.

Sosyal medya da büyük rol oynuyor.

Actually had an unnecessary role just for fun

sadece eğlence olsun diye gereksiz bir rolu vardı aslında

And so each citizen plays an indispensable role.

Ve her vatandaş böyle vazgeçilmez bir rol oynar.

He played an important role on the committee.

O, komitede önemli bir rol oynadı.

The king had clearly overstepped his constitutional role.

Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.

Who will play the role of the princess?

Prenses rolünü kim oynayacak?

Nature plays an important role in our life.

Doğa, hayatımızda önemli bir rol oynar.

Sport plays an important role in his life.

Spor onun hayatında önemli bir rol oynar.

I haven't been much of a role model.

Pek örnek alınacak birisi olmadım.

Repetition plays an important role in language study.

Dil eğitiminde tekrar şarttır.

Parents should be role models for their children.

Ebeveynler çocukları için örnek alınan kimseler olmalı.

He played a key role in the movement.

- O, harekette önemli bir rol oynadı.
- O, harekette kilit bir rol oynadı.

She has an important role in our organization.

Organizasyonumuzda çok önemli bir rolü var.

He played an important role in the movement.

O, hareket içinde önemli bir rol oynadı.

Luck plays an important role in our life.

Şans, hayatımızda önemli bir rol oynar.

Sami confessed to his role in the crime.

Sami suçtaki rolünü itiraf etti.

And menopause plays a key role here for women.

ve menopoz, kadınlarda kilit bir rol oynuyor.

The City itself does play a very important role.

Şehir kendisi çok önemli bir rol oynuyor.

The organization plays a principal role in wildlife conservation.

Örgüt, yaban hayatı korumasında başlıca rol oynar.

He plays the role of Macbeth with great skill.

O, büyük yeteneğiyle Machbeth rolü oynar.

Japan plays a key role in the world economy.

Japonya dünya ekonomisinde anahtar bir rol oynar.

She is playing an important role in our organization.

O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.

Women also played an important role during the war.

Kadınlar da savaş sırasında önemli bir rol oynadı.

Religion played an important role during the Middle Ages.

Din, Orta Çağ'da önemli bir rol oynamıştır.

It's nice to be a role model for others.

Başkaları için bir rol model olmak güzel.

I think that China will play an active role.

Çin'in aktif bir rol oynayacağını düşünüyorum.

Japanese plays an important role in promoting world peace.

Japonlar dünya barışını teşvik etmede önemli bir rol oynamaktadır.

She has been a wonderful role model for us.

O bizim için harika bir rol modeliydi.

Japan plays an important role in promoting world peace.

Japonya dünya barışını teşvik etmede önemli bir rol oynar.

Questions and answers play an enormous role in interaction.

Sorular ve cevaplar etkileşimde büyük bir rol oynarlar.

There were plenty of role models all around us.

Hepimizin çevresinde pek çok rol modeli vardı.

Repetition plays a very important role in language learning.

Tekrarlama, dil öğrenmede çok önemli bir rol oynamaktadır.

Tom had to put on weight for the role.

Tom rolü için kilo almak zoruna kaldı.

Sami offered Layla a starring role in his movie.

Sami, Leyla'ya filminde başrol önerdi.

Sami was playing an important role in Layla's life.

Sami, Leyla'nın hayatında önemli bir rol oynuyordu.

And they should play a role in boosting surgical provision.

ve bunun cerrahinin güçlendirilmesinde de bir rolü olmalı.

His first role was to support the Siege of Saragossa.

İlk görevi Saragossa Kuşatması'nı desteklemekti.

And we all can have a role to play here.

Burada hepimizin bir rolü olabilir.

Did Facebook play a major role in the Arab Spring?

Facebook, Arap Baharı'nda önemli bir rol oynadı mı?

- Play the part of Hamlet.
- Play the role of Hamlet.

Hamlet'in rolünü oyna.

- I play an important part.
- I have an important role.

Önemli bir rolüm var.

I'm not the least bit interested in role-playing games.

Rol yapma oyunlarıyla zerre kadar ilgilenmiyorum.

The role of the placenta is to nourish the foetus.

Plasentanın rolü fetusu beslemektir.

Bela Lugosi became famous for his role as count Dracula.

Bela Lugosi kont Dracula rolüyle ünlü oldu.

Tom was offered a leading role in a horror movie.

Tom'a bir korku filminde baş rol önerildi.

He has become a role model for his younger stepbrother.

Genç üvey erkek kardeşi için örnek insan oldu.

Role-Language includes male and female collective nouns in Japanese.

Rol Dili, Japonca'da erkek ve kadın toplu isimler içerir.

That’s why I view it as my role as a teacher

İşte bu yüzden, öğretmen olarak öğrencilerimin

I'd like us to consider what our role is as women.

Kadınlar olarak kendi rolümüzü de düşünmemizi istiyorum.

In which he played a role, and I played another one.

onun bir rolü vardı, benim başka bir rolüm vardı.

Mary played the role of an old woman in the play.

Mary oyunda, yaşlı bir kadın rolünü oynadı.

Tom played the role of devil's advocate at the brainstorming meeting.

Tom, beyin fırtınası toplantısında şeytanın avukatı rolünü oynadı.