Examples of using "Rode" in a sentence and their turkish translations:
O bir deveye bindi.
Tom bir deveye bindi.
Leyla, Sami'nin devesine bindi.
Tom lunapark hız trenine bindi.
Tom eyersiz ata bindi.
Asansöre bindik.
Biz bir tekneye bindi.
Bugün tek tekerlekli bir bisiklet sürdüm.
Tom Amerika'da motosikletini kullandı.
Ben o gün elli mil sürdüm.
Tom atına binip uzaklaştı.
Tom okula atıyla gitti.
Tom ve Mary develere bindiler.
Biz adaya giden tekneye bindik.
O, parka giden bir otobüse bindi.
O, denize bir atla gitti.
Mağazaya kadar bisikletimle gittim.
Dün gece Tom'la eve gittim.
Sıcak hava balonuna bindim.
Bugün bisikletimi çok kullandım.
Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
Tom ormanda atına bindi.
Tom köyde bisikletini sürdü.
Tom atına bindi ve yola çıktı.
Tom dün okula giderken bisikletine bindi.
Tom bisikletini sokak boyunca sürdü.
Tom bisikletini Mary'nin evine doğru sürdü.
Motosikletiyle ülkeyi boydan boya gezdi.
Motosikletiyle ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitti.
En son ne zaman bir bisiklet sürdün?
O, bisikletine bindi ve uzaklaştı.
Tom atına atladı ve yola çıktı.
Bisikletini sabit bir hızda sürdü.
Tom bisikletine bindi ve uzaklaştı.
Asansörde Tom'la yukarı çıktım.
Asansörle üçüncü kata çıktım.
Tom Mary ile asansörle yukarı çıktı.
Tom bisikletini Mary'nin evine doğru sürdü.
En son ne zaman bir motosiklet sürdün?
Onunla birlikte istasyona kadar gittim.
Çocuk ilk kez bir ata bindi.
En son ne zaman bir at sürdün?
Dün ilk kez bir ata bindim.
Oraya bisikletiyle gitti.
En son ne zaman bisiklet sürdün?
Tom ve Mary atlarını kanyon boyunca sürdü.
- Bir at sürdüğümden beri bir süre oldu.
- Ben bir ata binmeyeli çok oldu.
Tom ve Mary telefriğe birlikte bindiler.
Tom ve Mary çölde develere biniyorlardı.
Ben yağmurda dişçiye bisikletimle gittim.
Yağmur yağmasına rağmen, Tom okula bisikletle gitti.
Boston'da yaşadığımda, her gün bisikletimi sürdüm.
Tom ve arkadaşları mahalle çevresinde birlikte bisiklet sürdü.
ve ilk defa atlı karıncaya bindiği zamanları anlatır.
Bir çocuk bisikletine binerken cüzdanımı çarptı.
Tom bisikletiyle okula gitti.
Tesadüfen onunla aynı trene bindim.
Ama bırakmadı. Elimin üstünde yüzeye geldi.
Yalnız korucu atına bindi ve gün batımına doğru sürdü.
Londra'yı ziyaret ettiğimizde kent genelinde çift katlı bir otobüse bindik.
Tom büyükbabasının çiftliğindeyken geçen hafta ata bindi.
Maharbal, Hannibal'ın ikinci komutanı onları karşılamak üzere hareket edip, sürpriz bir saldırı düzenliyor.
İlk kez bir ata bindiğinde Tom'un yüzündeki ifadeyi asla unutmayacağım.
Evime giderken trende uyuyakaldım ve istasyonumu geçtim.
Tüm itirazlarımdan sonra bile, araçla eve gitti.
Bir ata bindiğimden beri bir süre oldu.
Antik Yunanlar Güneşin tanrı Heleius tarafından sürülen dört beyaz at tarafından çekilen bir arabada gökyüzünü boydan boya geçtiğine inanıyorlardı.