Translation of "Rifle" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Rifle" in a sentence and their turkish translations:

- Put down the rifle.
- Put the rifle down.

- Tüfeği indir.
- Tüfeği yere bırak.

Get my rifle.

Benim tüfeği alın.

Tom fired his rifle.

Tom tüfeğini ateşledi.

Give me the rifle.

Tüfeği bana ver.

This is my rifle.

Bu benim tüfeğim.

He's cleaning his rifle.

O, tüfeğini temizliyor.

Tom lowered his rifle.

Tom tüfeğini indirdi.

Tom cleaned his rifle.

Tom tüfeğini temizledi.

Is that my rifle?

O benim silahım mı?

Tom had a rifle.

Tom'un bir tüfeği vardı.

Tom's rifle wasn't loaded.

Tom'un tüfeği yüklü değildi.

My rifle wasn't loaded.

Silahım yüklü değildi.

Put the rifle down.

Tüfeği indir.

The rifle is loaded.

Tüfek dolu.

Tom owns a hunting rifle.

Tom'un bir av tüfeği var.

Tom tossed Mary a rifle.

Tom, Mary'ye bir tüfek attı.

She put the rifle away.

Silahı bir kenara koydu.

Tom reached for his rifle.

Tom tüfeğine uzandı.

Tom put the rifle away.

Tom tüfeği bir kenara koydu.

Tom is cleaning his rifle.

Tom tüfeğini temizliyor.

He always walks with a rifle.

O, her zaman bir tüfek ile yürür.

Have you ever bought a rifle?

Hiç tüfek aldın mı?

Have you ever shot a rifle?

Hiç tüfekle ateş ettin mi?

Kill that bear with a rifle.

Şu ayıyı tüfekle öldür.

Tom shot Mary with a rifle.

Tom Mary'yi bir tüfekle vurdu.

Clean the barrel of this rifle.

Bu tüfeğin namlusunu temizle.

Tom pointed his rifle on Mary.

Tom tüfeğini Mary'ye çevirdi.

She shot him with a rifle.

O onu bir tüfekle vurdu.

Tom owns a high-powered rifle.

Tom'un yüksek güçlü bir tüfeği var.

Layla had a rifle with her.

Leyla'nın yanında bir tüfek vardı.

You have a rifle, don't you?

Bir tüfeğin var, değil mi?

Tom knows how to handle a rifle.

Tom bir tüfeği nasıl tutacağını bilir.

He knows how to clean his rifle.

O, tüfeğini nasıl temizleyeceğini biliyor.

He carried a rifle on his shoulder.

Omuzunda bir tüfek taşıyordu.

Benjamin shot a bear with a rifle.

Benjamin tüfekle bir ayı vurdu.

Fadil was armed with an assault rifle.

Fadıl bir saldırı tüfeği ile silahlanmıştı.

Layla saw a rifle in Sami's car.

Leyla, Sami'nin arabasında bir tüfek gördü.

Sami was armed with an assault rifle.

Sami bir saldırı tüfeği ile silahlanmıştı.

Tom aimed his rifle at the tiger.

Tom tüfeğini kaplana doğrulttu.

Sami shot a leopard with a rifle.

Sami tüfekle bir leoparı vurdu.

Tom picked up his rifle, aimed and fired.

Tom tüfeğini aldı, nişan aldı ve ateş etti.

Tom clicked the safety off on his rifle.

Tom tüfeğindeki emniyeti kapattı.

Tom kept his rifle aimed straight at Mary.

Tom tüfeğini Mary'ye doğrultulmuş şekilde tuttu.

Tom told me never to touch his rifle.

Tom onun tüfeğine asla dokunmamamı söyledi.

- Tom fired his rifle.
- Tom shot his gun.

Tom silahını ateşledi.

Tom grabbed his rifle and pointed it at Mary.

Tom tüfeğini aldı ve Mary'ye doğrulttu.

Tom raised his rifle and pointed it at Mary.

Tom tüfeğini kaldırdı ve onu Mary'ye doğrulttu.

The kick of the rifle can break your shoulder.

Tüfeğin tepmesi senin omzunu kırabilir.

Layla found Sami's rifle in the pick-up truck.

Leyla pikapta Sami'nin tüfeğini buldu.

The soldier refused to fire his rifle at the enemy.

Asker, tüfeğiyle düşmana ateş açmayı reddetti.

I have never aimed at a bear with my rifle.

Silahımla bir ayıya asla nişan almadım.

This is the first time I've ever shot with a rifle.

Şimdiye kadar ilk kez bir tüfekle ateş ettim.

Tom shot a bear with the rifle his father gave him.

Tom babasının ona verdiği tüfekle bir ayı vurdu.

Tom was scared Mary would shoot him with her father's rifle.

Tom, Mary'nin babasının tüfeğiyle onu vuracağından korkuyordu.

Tom asked Mary if she knew where he could buy an assault rifle.

Tom Mary'ye bir saldırı tüfeğini nerede alabileceğini bilip bilmediğini sordu.

One should attack ideas with their own weapons: You do not shoot at ideas with a rifle.

Bir insan fikirlere kendi silahlarıyla saldırmalı: Fikirlere bir tüfekle ateş etmezsin.