Translation of "Rescue" in Turkish

0.109 sec.

Examples of using "Rescue" in a sentence and their turkish translations:

- We will rescue them.
- We will rescue her.

Onları kurtaracağız.

They'll rescue us.

Bizi kurtaracaklar.

- I'm here to rescue you.
- I'm here to rescue her.

Onu kurtarmak için buradayım.

I didn't rescue anybody.

Hiç kimseyi kurtarmadım.

Tom helped rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için yardım etti.

I helped rescue Tom.

- Tom'u kurtarmak için yardım ettim.
- Tom'un kurtarılmasına yardımcı oldum.

- I was trying to rescue him.
- I was trying to rescue her.

Onu kurtarmaya çalışıyordum.

Mother comes to the rescue.

Anne imdada yetişiyor.

Extended family to the rescue.

Geniş aileleri imdada yetişiyor.

Have no hope of rescue.

kurtulma ümidi kalmayacaktı.

Nobody came to my rescue.

Kimse beni kurtarmaya gelmedi.

Tom vowed to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için söz verdi.

I'm coming to your rescue!

Ben seni kurtarmaya geliyorum.

We're trying to rescue you.

Seni kurtarmaya çalışıyoruz.

We'll help you rescue Tom.

Tom'u kurtarmana yardımcı olacağız.

Tom came to the rescue.

Tom yardım etmeye geldi.

He came to my rescue.

O, beni kurtarmak için geldi.

I'm here to rescue Tom.

Ben Tom'u kurtarmak için buradayım.

We're attempting a rescue operation.

Bir kurtarma operasyonuna teşebbüs ediyoruz.

Tom came to my rescue.

Tom beni kurtarmaya geldi.

Tom attempted to rescue Mary.

Tom, Mary'yi kurtarmaya çalıştı.

We went to her rescue.

Onu kurtarmaya gittik.

- Help me.
- Help! Rescue me!

Yardım edin! Beni kurtarın!

Tom came to Mary's rescue.

Tom Mary'nin hayatını kurtarmaya geldi.

We've got to rescue them.

Onları kurtarmak zorundayız.

Nobody's going to rescue you.

Hiç kimse seni kurtarmayacak.

We'll help you rescue them.

Onları kurtarmana yardım edeceğiz.

We'll help you rescue him.

Onu kurtarmana yardım edeceğiz.

We'll help you rescue her.

Onu kurtarmana yardım edeceğiz.

I'm here to rescue you.

Seni kurtarmak için buradayım.

I'm here to rescue them.

Onları kurtarmak için buradayım.

I'm here to rescue him.

Onu kurtarmak için buradayım.

I wanted to rescue you.

Seni kurtarmak istedim.

We're here to rescue you.

Sizi kurtarmak için buradayız.

Tom tried to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için çalıştı.

Rescue parties are being organized.

Kurtarma partileri düzenleniyor.

We went to his rescue.

Onu kurtarmaya gittik.

We're on a rescue mission.

Biz bir kurtarma görevindeyiz.

Firefighters came to the rescue.

İtfaiyeciler kurtarmaya geldiler.

We're coming to the rescue.

Kurtarmaya geliyoruz.

Jim came to the rescue.

Jim kurtarmaya geldi.

The rescue came too late.

Yardım çok geç geldi.

He came to her rescue.

O onun hayatını kurtarmaya geldi.

Tom came to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmaya geldi.

Tom led the rescue operation.

Tom kurtarma operasyonuna önderlik etti.

We've got to rescue her.

Onu kurtarmak zorundayız.

They hurried to their father's rescue.

Babalarını kurtarmak için acele ettiler.

They went to the boy's rescue.

Onlar çocuğun yardımına gittiler.

They died trying to rescue others.

Onlar başkalarını kurtarmaya çalışırken öldüler.

I was trying to rescue Tom.

Tom'u kurtarmaya çalışıyordum.

We were unable to rescue Tom.

Tom'u kurtaramadık.

Thanks for coming to our rescue.

Yardımımıza geldiğin için teşekkürler..

The rescue team located the victims.

Kurtarma ekibi kurbanların yerini saptadı.

The rescue team searched for Tom.

Kurtarma ekibi Tom'u aradı.

We were unable to rescue them.

Onları kurtaramadık.

We were unable to rescue him.

Onu kurtaramadık.

We were unable to rescue her.

Onu kurtaramadık.

I was trying to rescue them.

Onları kurtarmaya çalışıyordum.

Search and rescue operations began immediately.

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.

The rescue team rescued the injured.

Kurtarma ekibi yaralıları kurtardı.

Tom didn't come to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için gelmedi.

No one came to Layla's rescue.

Hiç kimse Leyla'yı kurtarmaya gelmedi.

Isn't Tom supposed to rescue us?

Tom'un bizi kurtarması gerekmiyor mu?

No one came to Tom's rescue.

Hiç kimse Tom'u kurtarmaya gelmedi.

Layla missed a chance of rescue.

Leyla kurtulma şansını kaçırdı.

I was trying to rescue him.

Onu kurtarmaya çalışıyordum.

- Tom did his best to rescue Mary.
- Tom did what he could to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.

We must rescue the environment from pollution.

Çevreyi kirlilikten kurtarmalıyız.

He did his best to rescue her.

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

The rescue operation was called "Operation Tomodachi".

Kurtarma operasyonuna "Tomodachi Operasyonu" adı verildi.

They came to our rescue at once.

Onlar derhal bizi kurtarmaya geldiler.

Tom did his best to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için elinden geleni yaptı.

I'm going to help you rescue Tom.

Tom'u kurtarmana yardım edeceğim.

Thank you for coming to my rescue.

Beni kurtarmaya geldiğin için teşekkür ederim.

She did her best to rescue him.

O, onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

Rescue workers saved Tom and his dog.

Kurtarma görevlileri Tom ve köpeğini kurtardı.

I hope someone comes to rescue us.

Umarım biri bizi kurtarmak için gelir.

It came to our rescue in difficult days

zor günlerde de bizim imdadımıza yetişti

The rescue party searched for the missing passengers.

Kurtarma ekibi kayıp yolcuları aradı.

They kept singing until a rescue team came.

Bir kurtarma ekibi gelinceye kadar şarkı söylediler.

The rescue workers arrived two hours too late.

Kurtarma ekipleri iki saat geç geldi.

He did all he could to rescue her.

Onu kurtarmak için elinden geleni yaptı.

I knew someone would come rescue us eventually.

Sonunda birinin bizi kurtarmaya geleceğini biliyordum.

Tom wanted to help Mary rescue her baby.

Tom Mary'nin bebeğini kurtarmasına yardım etmek istiyordu.

The coast guard called in a rescue helicopter.

Sahil Güvenlik bir kurtarma helikopteri çağırdı.

I will rescue you from these horrible circumstances.

Seni bu korkunç şartlardan kurtaracağım.

Tom hoped somebody would come to his rescue.

Tom birinin onu kurtarmaya geleceğini umuyordu.

Tom went into the cave to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için mağaraya girdi.

Tom did all he could to rescue Mary.

Tom Mary'yi kurtarmak için elinden geleni her şeyi yaptı.

- I don't think Tom is coming to our rescue.
- I don't think that Tom is coming to our rescue.

Tom'un bizi kurtarmak için geliyor olacağını sanmıyorum.

Try to hold on until a rescue team arrives.

- İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış.
- Bir kurtarma ekibi gelene kadar dayanmaya çalışın.

My brother is a member of the rescue squad.

Erkek kardeşim kurtarma ekibinin bir üyesidir.

Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.

- Tom bir arama- kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.

So we were trying to rescue the giant impact theory.

Bu yüzden, dev çarpışma teorisini kurtarmaya çalışıyorduk.

I came near being drowned, trying to rescue a boy.

Bir çocuğu kurtarmaya çalışırken neredeyse boğuluyordum.

The lost boy held out until the rescue team came.

Kaybolan çocuk, kurtarma ekibi gelene kadar dayandı.

- Your soul needs rescue.
- Your soul needs to be saved.

Canınız korunmalı.