Examples of using "Leaves" in a sentence and their turkish translations:
Yapraklar dökülüyor.
Yapraklar düştü.
Yaprakları tırmıkla.
Yapraklar renk değiştirdi.
40 gün sonra ayrılır
Yapraklar havaya uçtu.
Yapraklar sarı!
O saat sekizde gider.
O seni nefessiz bırakır.
Hata asla bizi bırakmaz.
O seni nefessiz bırakır.
O seni nefes nefese bırakır.
Yapraklar sarı!
Yapraklar dallarda büyür.
- Yaprakları tırmıklıyorum.
- Yaprakları tarıyorum.
Yapraklar neden yeşildir?
Yapraklar düşüyor.
O gemi yarın kalkıyor.
Tom sık sık erken ayrılıyor.
Tom asla erken ayrılmıyor.
Bu bitkinin bazı yanmış yaprakları var.
Yapraklar sonbaharda dökülür.
Her otuz dakikada hareket eder.
Ondan iki çıkarsa sekiz kalır.
Yaprakların hepsi döküldü.
Yaprakların hışırdadığını duydum.
Tren altıda ayrılır.
Rüzgar yaprakları kaldırır.
Yapraklar sonbaharda dökülür.
Tir tir titrediler.
Ağaç yaprakları kızardı.
Yapraklar sonbaharda kahverengi olur.
Bu bize başka seçenek bırakmıyor.
Yapraklar kızardı.
O yarın Çine gidiyor.
Sadece yapraklar ve dallar var.
Tren saat dokuzda kalkıyor.
Tom ayrılıyor.
Tom yarın Boston'a gidiyor.
Yapraklar yavaşça dökülüyor.
Yapraklar yavaş yavaş dökülüyor.
Yapraklar sonbaharda sararır.
Tom yaprakları buruşturdu.
Şimdi herkes Tom'u yalnız bırakıyor.
Bu iki yaprak benziyor.
- Tom işi şansa bırakmaz.
- Tom işi oluruna bırakmaz.
Yapraklar sararıyor.
Tom yarın Avustralya'ya gidiyor.
Umarım Tom erken ayrılır.
Tom her zaman işten erken ayrılır.
Tom çıkana kadar kalacağım.
Eğer Tom giderse, kalırım.
Ağaçlar yapraklarını çabucak kaybeder.
Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.
Sonbaharda yaprakların rengi değişir.
Bence Tom asla erken ayrılmaz.
Tom, Mary'nin sık sık erken ayrıldığını söyledi.
Ölü yaprakların düşüşünü izliyordu.
Yapraklar renk değiştirmeye başladı.
ve beynim vücudumdan ayrılıyor
arkada en ufak iz bırakmıyor.
Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.
Otobüs, beş dakika içinde ayrılacak.
Otobüs her on beş dakikada hareket eder.
Otobüs her on dakikada bir gider.
Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.
Uçağım 06:00 da kalkar.
Yeşil yapraklar çıkıyor.
Yaprakların rengi değişmeye başladı.
Yapraklar havada fırıl fırıl dönüyordu.
O, ödevini yarı bitmiş bırakır.
O saat onda Tokyo'ya hareket eder.
O, her zaman saat yedide evden ayrılır.
Yapraklar ağaçlardan düştü.
Gelecek ay o Tokyo'ya hareket edecek.
Sonbaharda, yapraklar ağaçlardan düşer.
Treniniz platform 10'dan kalkar.
Tom bütün yaprakları tırmıkla topladı.
Neredeyse tüm yapraklar döküldü.
Tom neredeyse hiç odasından çıkmaz.
Tom neredeyse evden hiç ayrılmaz.
Tren saat dokuzda kalkar.
Tren saat 6'da hareket ediyor.
Yapraklar toprağa düştü.
Tren beş dakika içinde hareket ediyor.
Tren on dakika içinde hareket edecek.
Gemi yarın Honolulu'ya yola çıkıyor.
Tom her zaman bilgisayarını açık bırakır.
Sadece yapraklarım ve elmalarım var.
Kuru yapraklar hemen tutuştu.
Tom'un uçağı 2.30'da kalkıyor.
Tom genellikle saat yedide evden ayrılır.
Yapraklar rüzgarda hışırdıyor.
Ağacın bütün yaprakları döküldü.
Yaprakların çoğu döküldü.
Uçağın 2.30'da kalkıyor.