Examples of using "Hours" in a sentence and their turkish translations:
Saatlerce yağmur yağdı.
Biz saatlerce bekledik.
O saatlerce bekledi.
O, saatlerce beklemeye devam etti.
işçiler 8 saate indirilen çalışma saatlerini
Üç saatimiz var.
Saatlerce çalışıyor.
Erken kalk.
Saatler alacak.
Üç saat bekledim.
Dokuz saat uyudum.
Bu saatler sürecek.
Tom'un ameliyatı üç saat sürdü.
Ameliyat altı saat sürdü.
Konser üç saat sürdü.
Onlar saatler önce başladılar.
O uzun saatler çalışıyor.
O uzun saatler çalışır.
Üç saat bekleyeceğiz.
24 saatin var.
Üç saatin var.
Bu saatler sürebilir.
Bu saatlerce sürebilir.
O, saatler sürebilir.
Tom saatlerce gecikti.
Altı saat bekleyin.
Ben üç saat uzaklıktayım.
Bu saatler sürer.
Bu saatler alır.
Tom uzun saatler çalışır.
- Üç saat geciktin.
- Üç saat geciktiniz.
Bana üç saat ver.
Tom üç saat uyudu.
- Ben dokuz saat uyudum.
- Dokuz saat uyudum.
Üç saatimiz var.
Uzun saatler çalışırım.
Çalışma saatlerim çok fena.
Tom saatler önce ayrıldı.
Jane erken yatıp erken kalkar.
Neredeyse üç saat geçti.
Tom üç saat dayandı.
Saatler acımasızca geçti.
Dakika saatlere dönüştü.
Üç saat çalıştık.
Sami saatlerce araç kullandı.
- Saatlerce dans ettiler.
- Saatler boyunca dans ettiler.
Ziyaret saatleri ne zaman?
Üç saattir bekliyoruz.
Saatlerdir arıyorum.
Tom genellikle sekiz saat uyur.
O birkaç saat sürecek.
Ben yalnızca üç saat uyudum.
Tom üç saat bekledi.
Tom'un konuşması üç saat sürdü.
Yaklaşık üç saat yürüdük.
Her gün farklı saatler çalışırım.
O, günde sekiz saat çalışır.
Onun konuşması üç saat sürdü.
- Sadece birkaç saatimiz var.
- Bizim sadece birkaç saatimiz var.
Tom üç saat boyunca durmadan konuştu.
O, eve üç saat sonra geldi.
Üç saat sonra eve geri döndü.
Üç saat önce öğle yemeği yedim.
Zaten üç saattir bekliyorum.
yuvanın etrafında saatlerce
Toplantı iki saat sürdü.
İş saatleri nedir?
Sadece iki saat uyudum.
- Saatlerce kitap okudum.
- Kitapları okurken saatler harcadım.
Saatlerdir çalışmıştı.
Saatlerdir buradayım.
Gösteri iki saat sürdü.
- Üç saatimiz var.
- Kalan üç saatimiz var.
Sadece üç saatimiz var.
Tam üç saatimiz var.
Hala üç saatimiz var.
Biz üç saat içinde yola çıkıyoruz.
Tom üç saat önce ayrıldı.
Saatlerdir bekliyorum.
Ben beş saat boyunca bekledim.
Yemek saatleri nedir?
Biz iki saat yürüdük.
Saatlerdir hazırım ben.
Yirmi dört saate ihtiyacım var.
Saatlerce oradaydım.
En fazla üç saat sürecek.
Senin mesai saatlerin ne?
Birkaç saat çalıştı.
Ben sadece iki saat uyudum.
Mark iki saat konuştu.
Bu üç saat önce oldu.