Translation of "Hiking" in Turkish

0.038 sec.

Examples of using "Hiking" in a sentence and their turkish translations:

Tom went hiking.

Tom yürüyüşe gitti.

I went hiking.

Ben yürüyüşe gittim.

I love hiking.

Yürümeyi seviyorum.

Do you like hiking?

Yürüyüşü sever misin?

I don't like hiking.

Yürüyüş sevmiyorum.

We went hiking yesterday.

Dün yürüyüşe gittik.

Let's go hiking tomorrow.

Yarın yürüyüşe çıkalım.

Let's go hiking this weekend.

Bu hafta sonu yürüyüşe gidelim.

Let's go hiking next weekend.

Gelecek hafta sonu yürüyüşe gidelim.

We went hiking on Tuesday.

Salı günü yürüyüşe çıktık.

Tom likes to go hiking.

Tom yürüyüşe çıkmayı sever.

Tom goes hiking every weekend.

Tom her hafta sonu yürüyüşe çıkar.

- I don't think Tom enjoys hiking.
- I don't think that Tom enjoys hiking.

Tom'un yürüyüş yapmaktan hoşlandığını düşünmüyorum.

The Isonos would often go hiking.

Isonos ailesi sık sık yürüyüşe giderdi.

We plan to go hiking tomorrow.

Yarın yürüyüşe gitmeyi planlıyoruz.

I went hiking with the group.

Grupla yürüyüşe gittim.

Can I go hiking next Sunday?

Önümüzdeki Pazar yürüyüşe gidebilir miyim?

Tom seldom goes hiking by himself.

Tom nadiren tek başına yürüyüşe gider.

Tom likes hiking in the woods.

Tom ormanda yürüyüşü seviyor.

Tom twisted his ankle while hiking.

Tom yürürken ayak bileğini burktu.

Tom sprained his ankle while hiking.

Tom yürüyüş sırasında ayak bileğini burktu.

I seldom go hiking by myself.

Nadiren kendi başıma yürüyüşe çıkarım.

Tom and I went hiking together.

Ne renk araba aldınız?

Tom wouldn't go hiking by himself.

Tom tek başına yürüyüşe çıkmazdı.

Tom wondered if Mary enjoyed hiking.

Tom, Mary'nin yürüyüşten hoşlanıp hoşlanmadığını merak etti.

Tom and Mary went hiking together.

Tom ve Mary beraber yürüyüşe çıktılar.

Can we go hiking next Monday?

Gelecek pazartesi yürüyüşe çıkabilir miyiz?

We're going hiking tomorrow, weather permitting.

Hava güzel olursa yarın yürüyüşe çıkacağız.

- Do you want to go hiking with us?
- Would you like to go hiking with us?

Bizimle yürüyüşe çıkmak ister misin?

Are you all ready to go hiking?

Hepiniz yürüyüşe gitmek için hazır mısınız?

This is the best season for hiking.

Bu, yürüyüş için en iyi mevsim.

Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.

Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir.

Tom was wondering if Mary enjoyed hiking.

Tom Mary'nin uzun yürüyüşten zevk alıp almadığını merak ediyordu.

I wanted to go hiking with Tom.

Tom ile yürüyüşe çıkmak istedim.

Who do you usually go hiking with?

Genellikle kiminle yürüyüş yapıyorsun?

Bring a lunch for our day of hiking.

Yürüyüş günümüz için bir öğle yemeği getir.

We would often go hiking on sunny days.

Güneşli günlerde sık sık yürüyüşe giderdik.

The man is hiking on a narrow path.

İnsan dar bir yolda yürüyor.

Tom and Mary go hiking together every summer.

Tom ve Mary her yaz birlikte yürüyüşe giderler.

Tom decided not to go hiking with Mary.

Tom Mary ile yürüyüşe girmemeye karar verdi.

We'll go hiking tomorrow if the weather's good.

Hava iyi olursa yarın yürüyüşe çıkacağız.

Who did Tom want to go hiking with?

Tom kiminle yürüyüş yapmak istedi?

Have Tom and Mary ever gone hiking together?

Tom ve Mary hiç birlikte yürüyüşe çıktı mı?

Sami loved hiking in the vast Canadian wilderness.

Sami, Kanada'nın geniş, vahşi doğasında yürüyüşe bayılıyordu.

Do you want to go hiking with us?

Bizimle yürüyüşe çıkmak ister misin?

Would you like to go hiking with us?

Bizimle yürüyüşe çıkmak ister misin?

Sami loved hiking in the vast Russian wilderness.

Sami, geniş Rus vahşi doğasında yürüyüşe çıkmayı seviyordu.

If it's raining, we don't plan to go hiking.

Yağmur yağıyorsa, yürüyüşe gitmeyi planlamıyoruz.

The hiking was called off because of the rain.

Yürüyüş yağmur nedeniyle iptal edildi.

I went hiking in West Virginia five years ago.

Beş yıl önce Batı Virjinya'da yürüyüşe gittim.

Put on your hiking shoes and don't waste time.

Yürüyüş ayakkabılarını giy ve zaman kaybetme.

- We sang as we walked.
- We sang while hiking.

Yürürken şarkı söyledik.

Tom apparently went hiking with Mary three weeks ago.

Tom görünüşe göre üç hafta önce Mary ile birlikte yürüyüşe çıktı.

- Let's go out for a walk.
- Let's go hiking.

Yürüyüşe gidelim.

After eight days of hiking and canoeing in the wilderness,

dağ başında sekiz günlük doğa yürüyüşü ve kanodan sonra

Tom asked me where I had bought my hiking boots.

Tom bana yürüyüş botlarımı nereden aldığımı sordu.

Tom told me you wanted to go hiking with us.

Tom bana bizimle yürüyüşe gitmek istediğini söyledi.

Whether we go hiking or not depends on the weather.

Yürüyüşe gidip gitmeyeceğimiz havaya bağlı.

- Do you remember the time you and I went hiking together?
- Do you remember the time that you and I went hiking together?

Senin ve benim birlikte yürüyüş yaptığımız zamanı hatırlıyor musunuz?

I wonder who's going to go hiking with Tom next weekend.

Gelecek hafta sonu kimin Tom'la yürüyüşe gideceğini merak ediyorum.

- Tom said he felt rested and was ready to start hiking again.
- Tom said that he felt rested and was ready to start hiking again.

Tom dinlenmiş hissettiğini ve tekrar yürüyüşe hazır olduğunu söyledi.

- Tom said he'd like to spend his next holiday hiking and camping.
- Tom said that he'd like to spend his next holiday hiking and camping.

Tom bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.

I took off my tight climbing shoes and started hiking back down,

Sıkı dağcılık ayakkabılarımı çıkarıp yürüyerek inmeye başladım

My sister? She goes to the skating rink or she goes hiking.

Kız kardeşim? O buz pateni pistine gider ya da yürüyüşe gider.

Tom and Mary plan to go hiking tomorrow if the weather improves.

Tom ve Mary hava düzelirse yarın yürüyüşe gitmeyi planlıyor.

Tom said he'd like to spend his next holiday hiking and camping.

Tom bir sonraki tatilini yürüyüş ve kamp yaparak geçirmek istediğini söyledi.

I think you need to buy a new pair of hiking boots.

Sanırım senin bir çift yeni yürüyüş ayakkabıları alman gerekiyor.

- I like hiking in the mountains.
- I like to hike in the mountains.

Dağlarda yürüyüşü seviyorum.

I knew something bad would happen if Tom and Mary went hiking together.

Tom ve Mary birlikte yürüyüşe gitselerdi, kötü bir şey olacağını biliyordum.

Tom wanted to stay home and relax instead of hiking with his children.

Tom çocukları ile yürüme yerine evde kalmayı ve dinlenmeyi istedi.

I had to turn back. It was far too hot on the hiking trail.

Geri dönmek zorundaydım. Yürüyüş parkurunda çok sıcaktı.