Examples of using "Heavier" in a sentence and their turkish translations:
- Altın demirden daha ağırdır.
- Altın, demirden daha ağırdır.
Ben senden daha ağırım.
Onun kitapları daha ağır.
Ne kadar zor olursa o kadar iyi olur.
Ben senden daha ağırım.
Ben Tom'dan daha ağırım.
Sami daha da ağır içti.
Ben senden çok daha ağırım.
Altın sudan çok daha ağırdır.
Su yağdan daha ağırdır.
Altın gümüşten daha ağırdır.
Ben senden daha ağırım.
Ben senden çok daha ağırım.
O, ondan çok daha ağırdır.
Tom Mary'den çok daha ağır.
Tom daha ağır bir palto giymeliydi.
Altın sudan çok daha ağırdır.
Hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı?
Kim daha ağırdır, Ben mi yoksa Mike mı?
Sanırım yağmur daha da şiddetleniyor.
Tom göründüğünden daha ağır.
Senden çok daha ağır değilim.
Kim daha ağır, Tom mu yoksa Mary mi?
- Ben Tom'dan çok daha ağırım.
- Ben Tom'dan çok daha kiloluyum.
Senin bavulun benimkinden daha ağır.
Kurşun, alüminyumdan çok daha ağırdır.
Tom benden bir buçuk kilo daha ağır.
Tom Mary'den o kadar çok daha ağır değil.
Tom, John'dan daha kısa ve daha ağır.
Tom, Mary'den otuz pound daha ağırdır.
Bu bavul göründüğünden daha ağır.
Bu katır daha ağır bir yük taşıyamaz.
Su havadan 800 kat daha ağırdır.
Tom Jack'ten on paund daha ağırdır.
Tom Jack'ten on pound daha ağırdır.
Biraz daha ağır yağmur sele neden olabilir.
Tom Mary'den birkaç paund daha ağır.
Daha tuzu su, daha az tuzlu sudan daha ağırdır.
Sen eskisinden çok daha ağırsın.
Tom Mary'den çok daha ağır görünüyor.
Tom daha kalın bir palto giymesi gerektiğini hemen fark etti.
Tom eskisinden çok daha ağır.
30 kilodan daha ağır bir valizi kaldıramam.
Bu kılıç olacağını düşündüğümden daha ağır.
Demir taşıdım ama borçtan daha ağır bir şey bulmadım.
ve daha ağır bir top havadan daha hızlı düşecektir.
Hangisi daha ağır - bir kilogram kum mu veya bir kilogram kağıt mı?
Jane'in bu raketi benim dün aldığımdan biraz daha ağır.
Çitadan yedi kat ağır ve görüşü bizimkinden altı kat hassas.