Examples of using "Generous" in a sentence and their turkish translations:
Çok cömertsin.
Sen cömertsin.
Çok cömertsin.
Tom cömertti.
Tom cömertti.
Tom cömert değil.
Tom cömert görünüyor.
Eli açık mısın?
O cömert görünüyor.
Tom cömerttir.
Çok cömertsin.
Çok cömertsin.
Çok cömertsin.
Bu çok cömert.
Sen çok cömerttin.
Tom oldukça cömertti.
- Tom son derece eli açık.
- Tom son derece cömert.
Tom oldukça cömert.
Tom hiç cömert değildi.
Ne cömert bir teklif!
Tabiat ana cömerttir.
Tom çok cömert.
Tom çok eli açıktı.
Bu cömert bir teklif.
Cömert davranıyordum.
Tom çok cömert değildi.
Tom çok cömert değil.
Sami çok cömertti.
Neden böyle cömert oluyorsun?
Sanırım Tom cömert.
Tom'un eli açık olduğunu biliyorum.
Onun cömert bir doğası var.
Tom eli bol ve naziktir.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
Sen çok cömertsin.
Tom cömert, değil mi?
Tom cömertti.
Tom nazik ve cömerttir.
Tom çok cömertti.
Bu çok cömert bir teklif.
Sanırım Tom cömert.
Bu adam çok cömert.
O çok cömert bir jesttir.
Umarım cömerttin.
Tom cömert bir adam.
Tom cömert bir insan.
Ve maaşları oldukça cömert.
Cömer olmaya çalış ve affet.
O, arkadaşlarına karşı cömerttir.
Çok cömerttin.
Neden Tom bu kadar cömert oluyor?
Tom çok cömert, değil mi?
Tom bize cömert bir teklif yaptı.
Tom çok cömert bir kişi.
Tom daha çok cömert oldu.
Çok cömert olduğunu düşünüyorum.
Komşumun cömert teklifini takdir ettim.
O, parası ile kesinlikle cömertti.
Cömert olmayı göze alabilirim.
Tom cömert ve iyi huyludur.
Para yönünden cömertler.
O, rakiplerine göre cömerttir.
Tom zamanda cömerttir.
Tom parada cömerttir.
Ben sana hep cömert oldum.
Tom çok cömert bir aşıktır.
Tom çok cömert bir adamdır.
Sanırım ben yeterince cömerttim.
Leyla, Sami'ye karşı çok cömertti.
ve meydan okuyan koruyucu bir türün
O yoksul olduğu gibi cömerttir.
O doğuştan cömert bir kişidir.
Fakir insanlara karşı her zaman cömerttir.
Tom sadece samimi değil aynı zamanda cömerttir.
Aşırı şekilde cömert olması onun en büyük hatası.
Cömert desteğiniz için size teşekkür ederiz.
Amcam para harcamada cömerttir.
Cömert olanlar sadece fakirler.
O restorandaki porsiyonlar bol.
O sadece dost değil, aynı zamanda cömerttir.
Tom arkadaşları ile çok cömert.
Kim böyle cömert bir teklifi reddederdi?
Şirket bana cömert bir paket teklif etti.
Bu restoranda porsiyonlar boldur.
Tom parasıyla çok cömerttir.
Zengin doğasında oynamamalısın.
O çok cömert, bu yüzden onunla gidelim.
Cömert bağışın için çok teşekkür ederim.
Köylüler onun çok cömert olduğunu düşündü.
Tom çok nazik ve cömert bir adam.
Cömert ol; sadece hatalarını düşünme.
Tom ve Mary ikisi de cömert, değil mi?
Tom bana ödünç para verecek kadar cömertti.
Ben bildiğim en cömert insanlardan biriyim.
İsveç'in cömert ebeveyn izni ve çocuk bakımı politikaları vardır.
Kendini cömert bir kişi olarak görüyor musun?
Tom ve Mary ikisi de çok cömert, değil mi?
Çok cömert katkıların için sana teşekkür etmek istiyorum.