Examples of using "Fooled" in a sentence and their turkish translations:
Tom herkesi kandırdı.
Sen gerçekten onu kandırdın.
Sen kesinlikle onu kandırdın.
Onu kandırdı.
Tom bizi kandırdı.
Tom beni aptal yerine koydu.
Budala olma.
O beni kandırdı.
Mary beni kandırdı.
Onlar beni kandırdı.
Seni aptal yerine koydular.
O onu enayi yerine koydu.
Tom Mary'yi aptal yerine koydu.
Ben herkesi kandırdım.
Sami herkesi kandırdı.
Beni kandırabilirdin.
Tom kesinlikle hepimizi enayi yerine koydu.
- Beni kandırmıştın.
- Beni oyuna getirmiştin.
Belki onları kandırdım.
Ben aptal yerine konulmayacağım.
Tamamen kandırıldım
O anne ve babasını kandırdı.
Kesinlikle beni kandırdın.
Kesinlikle Tom'u kandırdın.
Tom'u gerçekten kandırdın.
Sen kesinlikle onu kandırdın.
Sen gerçekten onu kandırdın.
- Tom gerçekten bizi enayi yerine koydu.
- Tom gerçekten bizi kandırdı.
Lütfen kanma.
Tom hepimizi kandırdı.
Tom asla beni aptal yerine koymadı.
Sen gerçekten onları kandırdın.
Biz gerçekten onları kandırdık.
Tom gerçekten onları kandırdı.
Tom gerçekten beni aptal yerine koydu.
Sen kesinlikle onları kandırdın.
Biz kesinlikle onları kandırdık.
Tom kesinlikle bizi kandırdı.
Tom kesinlikle onları kandırdı.
Biz gerçekten Tom'u aptal yerine koyduk.
Tom gerçekten Mary'yi aptal yerine koydu.
Kandırılmayalım.
Tom kesinlikle beni aptal yerine koydu.
Tom kesinlikle Mary'yi aptal yerine koydu.
- Tekrar kandırılma.
- Bir daha kandırılma.
Sen hepimizi kandırdın.
Sami'nin aldanmaması gerekir.
- Sami polisi aldattı.
- Sami polisi uyuttu.
Sami ailesini kandırdı.
Daha önce kandırıldık.
Tom zaten iki kere kandırıldı.
Beni tamamen kandırdın.
Seni kandırdım, değil mi?
Sen beni kandırdın ve aşağıladın.
Tom hepimizi aldattı.
Tom ben dahil herkesi aldattı.
Biz tekrar kandırılmayacağız.
Biz tekrar kandırılmayacağız.
- Dış görünüşlere aldanma.
- Dış görünüşlere aldanmayın.
Yine kandırılmayalım.
Bir daha kandırılmayacağım.
fakat bir gün beni kandırıyorlar,
♪ Herkesi kandırır gölgesi ♪
Tom bir saniye kandırılmadı.
Tom o kadar kolayca kandırılamaz.
Bizi kandırdın.
Onun bakışlarına kanmayın.
Onun bakışlarına aldanmayın.
Sen beni kandırdın.
O beni kandırdı.
Taktiklerinizi yemiyoruz.
Tom yine Mary tarafından kandırıldı.
Ben Tom'u kandırdım.
O kadar kolayca kandırılamam.
Onun iyi görünüşüne kanmayın.
Tom beni aptal yerine koydu.
Tom'un e-postasıyla kandırılmayın!
Tom kandırıldığı için utandı.
Gerçekten kandırıldığımı mı düşünüyorsun?
Parayı ona verdiğim için beni enayi yerine koydu.
Ben aptal yerine konulmama izin vermeyeceğim.
Bir daha tongaya düşmeyeceğim.
Kandırıldığı için kızgındı.
Aptal yerine konulmamıza izin vermemeliyiz.
Tom seni kandırmış olabilir ama beni kandıramayacak!
- Tom seni kandırmış olabilir ama beni kandıramayacak!
- Tom seni aptal yerine koymuş olabilir ama beni aptal yerine koymayacak.
Sami karısını nasıl kandırdığı konusunda bile övünüyordu.
Sami, karısı da dahil olmak üzere etrafındaki her bir kişiyi aldatmıştı.
O seni aptal yerine koymuş olabilir fakat beni aptal yerine koymayacak.
Filozoflar tarafından aydınlatılmamış bir toplum şarlatanlar tarafından aptal yerine konulurlar.
Tom bizi kandırdı.
Tom beni aldattı.
Bir şey okumayan bir kişi görülmemiş bir kolaylıkla aldatılabilir.
Tom, Mary'yi kandırdı.
Aldatıldın.
Ama aldanmayın, son yıllarda olanların bunla alakası yok.
Mavi gökyüzü beni yanılttı bu yüzden bir şemsiye getirmedim.