Translation of "Classical" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Classical" in a sentence and their turkish translations:

- I like classical music.
- I enjoy classical music.

Klasik müzikten zevk alırım.

- Tom is fond of classical music.
- Tom likes classical music.

Tom klasik müziğe düşkündür.

Betty likes classical music.

- Betty klasik müziği sever.
- Betty klasik müzik sever.
- Betty klasik müzikten hoşlanır.

Classical music soothes me.

Klasik müzik beni yatıştırıyor.

I like classical music.

Ben klasik müziği severim.

I speak Classical Greek.

Ben klasik Yunanca konuşuyorum.

Tom likes classical music.

Tom klasik müziği sever.

I do like classical music!

Klasik müzikten hoşlanırım!

I love music, particularly classical.

Müziği, özellikle de klasik müziği severim.

Do you like classical music?

Klasik müzik hoşuna gidiyor mu?

I don't like classical music.

Ben klasik müziği sevmiyorum.

Who's your favorite classical guitarist?

En sevdiğiniz klasik gitarist kim?

Tom doesn't like classical music.

Tom klasik müzikten hoşlanmaz.

Tom listens to classical music.

Tom klasik müzik dinler.

Fadil was learning classical Arabic.

Fadıl klasik Arapça öğreniyordu.

Does Tom like classical music?

Tom klasik müzikten hoşlanıyor mu?

I'm listening to classical music.

Klasik müzik dinliyorum.

- Tom loves listening to classical music.
- Tom likes to listen to classical music.

Tom klasik müzik dinlemeyi sever.

- I know that Tom likes classical music.
- I know Tom likes classical music.

Tom'un klasik müzik sevdiğini biliyorum.

She enjoys listening to classical music.

Klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

I'm very interested in classical literature.

Klasik edebiyatla çok ilgileniyorum.

Tom usually listens to classical music.

Tom genellikle klasik müzik dinler.

I like music, particularly classical music.

Müziği seviyorum, bilhassa klasik müziği.

I like music, especially classical music.

Müziği severim, özellikle de klasik müziği.

I like classical music very much.

Ben klasik müziği çok severim.

I learn in a classical school.

Klasik bir okulda öğreniyorum.

We were listening to classical music.

Klasik müzik dinliyorduk.

Tom only listens to classical music.

Tom sadece klasik müzik dinler.

I love listening to classical music.

Klasik müzik dinlemeyi seviyorum.

He loves listening to classical music.

- O, klasik müzik dinlemeyi seviyor.
- Klasik müzik dinlemeyi sever.

She loves listening to classical music.

O klasik müzik dinlemeyi seviyor.

Mary loves listening to classical music.

Mary klasik müzik dinlemeyi sever.

We love listening to classical music.

Klasik müzik dinlemeyi severiz.

They love listening to classical music.

Onlar klasik müzik dinlemeyi seviyor.

My father listens to classical music.

Babam klâsik müzik dinler.

You like classical music, don't you?

Klasik müziği seversiniz, değil mi?

I don't have any classical music.

Benim hiç klasik müziğim yok.

So a famous classical poet said,

Ünlü bir şairin dediği gibi:

Do you care for classical music?

Klasik müziği sever misin?

My dad listens to classical music.

Babam klasik müzik dinler.

Tom enjoys listening to classical music.

Tom klasik müzik dinlemeyi seviyor.

I only listen to classical music.

Ben sadece klasik müzik dinlerim.

Sami only listens to classical music.

Sami sadece klasik müzik dinler.

Tom likes listening to classical music.

Tom klasik müzik dinlemekten hoşlanır.

- Classical music is not my cup of tea.
- Classical music isn't my cup of tea.

Klasik müzik benim tarzım değil.

He really enjoys and appreciates classical music.

O gerçekten klasik müzikten hoşlanır ve takdir eder.

I like to listen to classical music.

Klasik müzik dinlemek hoşuma gider.

Tom likes classical music, but Mary doesn't.

Tom klasik müziği sever ama Mary sevmez.

I know very little about classical music.

Klasik müzik hakkında çok az şey biliyorum.

I heard that Tom loves classical music.

Tom'un klasik müzik sevdiğini duydum.

One of my hobbies is classical music.

Hobilerimden biri klasik müziktir.

I am learning in a classical school.

Ben klasik bir okulda öğreniyorum.

"Who's your favourite classical music composer?" "Debussy."

"En sevdiğin klasik müzik bestecisi kimdir?" "Debussy."

They listened to the classical music sometimes.

Onlar bazen klasik müzik dinlediler.

I'm fond of listening to classical music.

Ben klasik müzik dinlemeye düşkünüm.

Tom doesn't know anything about classical music.

Tom klasik müzik hakkında bir şey bilmiyor.

Tom went to a classical music festival.

Tom bir klasik müzik festivaline gitti.

It seems that Tom likes classical music.

Tom klasik müzikten hoşlanıyor gibi görünüyor.

Contemporary classical music is often very dissonant.

Çağdaş klasik müzik genellikle çok uyumsuzdur.

I don't often listen to classical music.

Ben sık sık klasik müzik dinlemem.

I don't know anything about classical music.

Klasik müzik hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

Tom doesn't know much about classical music.

Tom klasik müzikten pek anlamaz.

I know a lot about classical music.

Klasik müzik hakkında çok şey biliyorum.

Tom is very interested in classical music.

Tom klasik müzikle çok ilgilidir.

I never listen to classical music anymore.

Artık asla klasik müzik dinlemiyorum.

Did you listen to classical music yesterday?

Dün klasik müzik dinledin mi?

I like listening to classical music a lot.

Klasik müzik dinlemeyi çok severim.

Tom doesn't listen to classical music at all.

Tom hiç klasik müzik dinlemez.

She loves classical music, whereas I prefer jazz.

O klasik müzik seviyor oysa ben cazı tercih ederim.

Last night, we attended a classical music concert.

Dün gece bir klasik müzik konserine gittik.

You love listening to classical music, don't you?

Klasik müzik dinlemeyi seversin, değil mi?

There is a sort of neo-classical renaissance.

Bir tür neo-klasik rönesans var.

He is a man with a classical education.

O klasik eğitimli bir adam.

I hardly ever listen to classical music anymore.

Artık neredeyse hiç klasik müzik dinlemiyorum.

I don't know a lot about classical music.

Klasik müzik hakkında çok şey bilmiyorum.

Do you like to listen to classical music?

Klasik müzik dinlemeyi sever misin?

I've been listening to classical music all day.

Bütün gündür klasik müzik dinliyorum.

- Tom didn't know that Mary was interested in classical music.
- Tom didn't know Mary was interested in classical music.

Tom Mary'nin klasik müzikle ilgilendiğini bilmiyordu.

It started life as a classical piece of music.

klasik bir müzik parçası olarak hayata başladı.

Listening to classical music and studying complement one another.

Klasik müzik dinlemek ile öğrenmek birbirini tamamlar.

I personally find blowjobs more enjoyable than classical sex.

Ben şahsen oral seksi klasik seksten daha eğlenceli buluyorum.

Do you have any information on classical music concerts?

Klasik müzik konserleri hakkında herhangi bir bilginiz var mı?

I like not only classical music but also jazz.

Sadece klasik müziği değil aynı zamanda jazzı da severim.

We met each other at a classical music concert.

Birbirimizle bir klasik müzik konserinde tanıştık.

Tom's love of classical music isn't shared by Mary.

Tom'un klasik müzik sevgisi Mary tarafından paylaşılmaz.

Which do you like better, rock music or classical music?

Hangisini daha çok seviyorsun, rock ya da klasik müzik?

Some people like classical music, while others like popular music.

Diğerleri popüler müziği severken bazı insanlar klasik müziği sever.

She can play all kinds of instruments, classical or folk.

O klasik ya da folk, her türlü enstrümanı çalabilir.

I've always wanted to learn how to sing classical music.

Her zaman klasik müziğin nasıl söyleneceğini öğrenmek istemişimdir.

I like to listen to classical music while I'm studying.

Ders çalışırken, klasik müzik dinlemekten hoşlanıyorum.