Translation of "Brushing" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Brushing" in a sentence and their turkish translations:

- She is brushing her hair.
- She's brushing her hair.

O saçını fırçalıyor.

- Tom is brushing his teeth.
- Tom's brushing his teeth.

Tom dişini fırçalıyor.

- I am brushing my hair.
- I'm brushing my hair.

Saçımı fırçalıyorum.

I'm brushing my teeth.

Dişlerimi fırçalıyorum.

Tom is brushing his hair.

Tom saçını fırçalıyor.

I am brushing my teeth.

Dişlerimi fırçalıyorum.

She loves brushing her horse.

O, atını fırçalamayı sever.

He is brushing his hair.

O kendi saçını fırçalıyor.

Mary is brushing her horse.

Mary atını fırçalıyor.

Are you brushing your teeth properly?

- Dişlerini gereği gibi fırçalıyor musun?
- Dişini doğru dürüst fırçalıyor musun?

Why are you brushing your teeth?

Neden dişlerini fırçalıyorsun?

Why are you brushing your hair?

Neden saçını fırçalıyorsun?

My son is brushing his teeth.

Oğlum dişlerini fırçalıyor.

Tom is in the bathroom brushing his teeth.

Tom banyoda dişlerini fırçalıyor.

Tom went to bed without brushing his teeth.

Tom dişlerini fırçalamadan yattı.

Yesterday I went to bed without brushing my teeth.

Dün dişlerimi fırçalamadan yatmaya gittim.

She was brushing her hair in front of a mirror.

Bir aynanın önünde saçını fırçalıyordu.

- Mary is brushing her hair.
- Mary is combing her hair.

Mary saçını fırçalıyor.

Last night, I went to bed without brushing my teeth.

Dün gece dişlerimi fırçalamadan yattım.

Tom does oil pulling every morning before brushing his teeth.

- Tom her sabah dişlerini fırçalamadan ağzını yağ ile çalkalar.
- Tom her sabah dişlerini fırçalamadan önce yağ çekme yapıyor.

Mary was sitting in front of the mirror, brushing her hair.

Mary aynanın önünde oturuyordu, saçını tarıyordu.

Mary looked into the mirror while she was brushing her hair.

Mary saçlarını tararken aynaya baktı.

And I'm going to show you a short snippet of tooth-brushing,

Bir dizi diş fırçalama görseli paylaşmak istiyorum,

I saw Mary sitting in front of a mirror brushing her hair.

Mary'yi, aynanın önünde oturup saçlarını fırçalarken gördüm.

You ought to get into the habit of brushing your teeth after every meal.

Her yemekten sonra dişlerini fırçalama alışkanlığı edinmelisin.