Translation of "Bouncer" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Bouncer" in a sentence and their turkish translations:

Tom works as a bouncer.

Tom bar fedailiği yapıyor.

The bouncer wouldn't let him in.

Fedai onun içeri girmesine izin vermedi.

Tom couldn't get past the bouncer.

Tom bar güvenlik elemanını geçemedi.

Tom is a bouncer at a nightclub.

- Tom bir gece kulübünde bir fedaidir.
- Tom bir gece kulübünde güvenlik elemanıdır.

Tom works as a bouncer in a nightclub.

Tom bir gece kulübünde bir fedai olarak çalışır.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.