Examples of using "Zeldzame" in a sentence and their turkish translations:
...nadir rastlanan bir vaha tespit ediyor.
Ben nadir paralar toplarım.
Nadir verilen bir adı var.
Tom'un ender bir gen mutasyonu var.
Nadir bir hastalığım var.
Hipofizit nadir bir hastalıktır.
Avustralya'da nadir hayvanlar var.
- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.
Birçok çevreci, ender orangutan saldırılarını
O mağazada nadir bir pul buldum.
...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...
Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün