Translation of "Zeldzame" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Zeldzame" in a sentence and their turkish translations:

...onthullen een zeldzame oase.

...nadir rastlanan bir vaha tespit ediyor.

Ik verzamel zeldzame munten.

Ben nadir paralar toplarım.

Ze heeft een zeldzame voornaam.

Nadir verilen bir adı var.

Tom heeft een zeldzame genmutatie.

Tom'un ender bir gen mutasyonu var.

Ik heb een zeldzame ziekte.

Nadir bir hastalığım var.

Hypofysitis is een zeldzame ziekte.

Hipofizit nadir bir hastalıktır.

Er zijn zeldzame dieren in Australië.

Avustralya'da nadir hayvanlar var.

Enkele mensen hebben zeldzame dieren als huisdier.

- Bazı insanlar evcil hayvanlar olarak nadir bulunan hayvanları beslerler.
- Bazı insanlar egzotik hayvanları evcil hayvan olarak beslerler.
- Kimileri egzotik hayvanları evcil hayvan olarak besler.
- Kimi insanlar acayip hayvanları evcil hayvan edinirler.

Veel natuurbeschermers geloven dat zeldzame uitbraken van agressie...

Birçok çevreci, ender orangutan saldırılarını

Ik heb een zeldzame postzegel gevonden in deze winkel.

O mağazada nadir bir pul buldum.

...geeft nieuwe technologie... ...ons de kans zeldzame wezens te zien...

...yeni teknolojiler... ...nadiren görülen yaratıkları ve gizli dramları...

In zeer zeldzame gevallen kan iets bewezen of met zekerheid voorspeld worden,

Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün