Examples of using "Vanuit" in a sentence and their turkish translations:
Almanya'dan arıyorum.
Boston'dan arıyorum.
Çay Çin'den getirildi.
O, beni Tokyo'dan aradı.
Bugün evden çalışıyorum.
Tom beni Boston'dan aradı.
Gemi Endonezya'dan ham madde taşıyor.
O beni Tokyo'dan aradı.
Onu hastaneden aradım.
Cenevre'den gelen tren istasyona gelecek.
O az önce yurt dışından döndü.
Fransızca Latinceden geliştirildi.
Çin'den Japonya'ya geldim.
''Emily'nin evreni'' dediğim zihniyetten bakınca durum şöyle.
Kız kardeşin Tokyo'dan Londra'ya ne zaman hareket etti?
Uzaydan, yeryüzü oldukça küçük görünüyor.
Enfeksiyon kapma riski açısından budaha güvenli,
Katılacağına kesin gözüyle bakıyordum.
Sanırım sen Fransızca konuşabilirsin.
Taksiyle gardan geldim.
Ve bu tersyüz pozisyonda neredeyse her şeyi yapabiliyorlar.
ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik.
Çeşitli yönleriyle Yunan kültürünü inceledik.
Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
erkek arkadaşım olup olmadığını sordu.
fakat bunu sağlayabilecek yasa ve çözümler için
O, kitabı Japoncadan İngilizceye çevirdi.
Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.
Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.
yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.
Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.
Uzaktan bakıldığında, bir insan yüzü gibi görünüyordu.
Dünya geneli 8 bin kişi beyaz listemde.
Uzaktan görüldüğünde, o kaya bir insan yüzü gibi görünüyor.
İstatistiklere göre uçakla gitmek, arabayla gitmekten çok daha güvenlidir.
Endülüs valisi olarak atanan Soult, bölgeyi Seville'deki karargahından soğuk bir verimlilikle
Motor nöronlar beyinden ilgili organlara etki etmek üzere iletim yapar.
Çocuk dairesinin penceresinden insanlara yumurtalar atmayı seviyordu.
Eğer ikinci dilinden anadiline çeviri yaparsan, bu durumun tersine tercihen, hata yapma olasılığın daha az olur.