Translation of "Paar" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Paar" in a sentence and their turkish translations:

Een paar slagen eromheen.

İyice bağlayalım.

De laatste paar jaar

Son birkaç yıldır

De afgelopen paar jaar

Son bir kaç yıl boyunca,

- Er zijn twaalf paar hersenzenuwen.
- Er zijn twaalf paar craniale zenuwen.

On iki çift kranial sinir vardır.

- Zij gaf hen een paar appels.
- Zij gaf hen een paar appelen.

O onlara birkaç elma verdi.

- Ze heeft een paar zinnen opgenomen.
- Ze heeft een paar zinnen genoteerd.

Birkaç cümle kaydetti.

- Dat gaat een paar uur duren.
- Dat gaat een paar uurtjes duren.

O birkaç saat sürecek.

Een paar rookgranaten voor nood.

Tamam, acil durumda kullanılacak duman işareti bombaları.

Maar een paar cellen overleven.

Ancak birkaç hücre hayatta kalır.

Ik vertel er een paar.

size bir kaç tanesini anlatayım.

Ik huurde een paar ski's.

Bir çift kayak kiraladım.

Ze kocht twee paar sokken.

O, iki çift çorap aldı.

We aten een paar appels.

Birkaç elma yedik.

Tom huurde een paar schaatsen.

Tom bir çift buz pateni kiraladı.

Ik kocht een paar laarzen.

Bir çift bot aldım.

Geef me er een paar.

- Bana birkaç tane ver.
- Bana biraz ver.

Wie is het gelukkige paar?

Mutlu çift kim?

Neem een paar dagen vrij.

- Birkaç gün izne çık.
- Birkaç günlüğüne izne çık.

Een paar ballen zijn geel.

Birkaç top, sarı renktedir.

Geef me een paar dagen.

- Bana bir ya da iki gün verin.
- Bana bir veya iki gün verin.
- Bana bir iki gün vakit ver.
- Bana bir iki gün ver.
- Bana bir iki gün verin.

Hij veranderde een paar woorden.

O birkaç kelime değiştirdi.

Bezit je een paar schaatsen?

Buz patenin var mı?

Tom mist een paar tanden.

Tom'un birkaç dişi eksik.

We hebben een paar ideeën.

Bazı planlarımız var.

- Zij stelde hem een paar vragen.
- Zij heeft hem een paar vragen gesteld.

O, ona bazı sorular sordu.

- Ik zal hier een paar dagen blijven.
- Ik blijf hier voor een paar dagen.

Burada birkaç gün kalacağım.

Moeten we een paar eeuwen teruggaan.

sizi birkaç yüzyıl geriye götürmem gerek.

Die vastligt aan een paar treinwielen.

ve bir dizi tren tekerleği ile batırılan büyük şamandıralara ihtiyaç var

En toen, een paar weken later,

Birkaç hafta sonra

En toen, een paar weken later...

Birkaç hafta sonra,

Ik wil een paar lege glazen.

Birkaç boş bardak istiyorum.

Nancy wil een paar rode schoenen.

Nancy bir çift kırmızı ayakkabı istiyor.

Mag ik een paar vragen stellen?

Birkaç soru sorabilir miyim?

Hij vroeg me een paar vragen.

Bana birkaç soru sordu.

Hij kocht een nieuw paar handschoenen.

O yeni bir çift eldiven aldı.

Tom neemt een paar dagen vrij.

Tom birkaç gün izne çıkıyor.

Heb je een paar aardappelen gekocht?

Biraz patates aldın mı?

Ik heb maar een paar uur.

Yalnızca birkaç saatim var.

Ik heb een paar minuten nodig.

Birkaç dakikaya ihtiyacım var.

Ik wil een paar kilo's kwijtraken.

Birkaç kilo vermek istiyorum.

Tom maakte een paar grammaticale fouten.

Tom birkaç gramer hatası yaptı.

Heb je even een paar minuten?

Birkaç dakika ayırabilir misin?

Ze gaf me een paar boeken.

O bana birkaç kitap verdi.

Ik heb een paar telefoontjes gepleegd.

Bazı aramalar yaptım.

Ik moet een paar dingen uitleggen.

Birkaç şeyi açıklamam gerekiyor.

Ik wil een paar dagen blijven.

Birkaç gün kalmak istiyorum.

Ik heb maar een paar boeken.

Sadece birkaç kitabım var.

Tom draagt een paar nieuwe schoenen.

Tom yeni bir çift ayakkabı giyiyor.

Zij heeft een paar uur geslapen.

Birkaç saat uyudu.

Ik heb een paar antwoorden nodig.

Bazı cevaplar istiyorum.

Ik heb een paar kerstliedjes geschreven.

Birkaç Noel şarkısı yazdım.

Tom kocht een paar nieuwe kleren.

Tom bazı yeni kıyafetler aldı.

Ik kreeg een paar nieuwe schoenen.

Ben yeni bir çift ayakkabı aldım.

Pak een extra paar sokken in.

Fazladan bir çift çorap al.

Laten we in een paar gaten kijken.

Şu deliklerden aşağı bakalım.

We keken er een paar seconden naar

Birkaç saniye izledik,

Zes kleintjes... ...slechts 'n paar uur oud.

Altı yeni doğmuş yavru. Birkaç saatlikler.

Sommigen hebben slechts een paar honderd sterren,

Samanyolu'ndaki milyarlarca yıldızın aksine

Hij had een paar potloden moeten kopen.

Bazı kurşun kalemler almalıydı.

Kunt u ons een paar voorbeelden geven?

Lütfen bize bazı örnekler ver.

De man stierf een paar uur geleden.

Adam birkaç saat önce öldü.

Dat kind heeft maar een paar vrienden.

O çocuğun birkaç arkadaşı var.

Hij heeft Europa een paar keer bezocht.

Avrupa'yı birkaç kez ziyaret etti.

Ik ken een paar vrienden van Nancy.

Nancy'nin arkadaşlarından bazılarını tanıyorum.

Een paar jongens kwamen het klaslokaal binnen.

Bazı erkek çocukları sınıfa geldi.

De komende paar jaar zullen niet meevallen.

Önümüzdeki birkaç yıl parkta yürüyüş olmayacak.

We zijn waarschijnlijk een paar dagen weg.

Biz muhtemelen birkaç gün uzakta olacağız.

Kerstmis is pas over een paar dagen.

Noel'e sadece birkaç gün var.

Het paar besloot een wees te adopteren.

Çift bir yetimi evlat edinmeye karar verdi.

Ik heb hem een paar boeken gegeven.

Ona birkaç kitap verdim.

Ik wil je een paar vragen stellen.

Size bazı sorular sormak istiyorum.

We hebben een paar vragen voor Tom.

Tom için birkaç sorumuz var.

Tom bezit een paar zeer waardevolle schilderijen.

Tom birkaç çok değerli tablolara sahip.

De telefoon ging een paar keer over.

Telefon birçok kez çaldı.

Ik bel je over een paar dagen.

Birkaç gün içinde seni arayacağım.

Ik zal een paar vrijwilligers nodig hebben.

Bazı gönüllülere ihtiyacım olacak.

We zijn een paar jaar geleden getrouwd.

Birkaç yıl önce evlendik.

Tom heeft me een paar vragen gesteld.

Tom bana birkaç soru sordu.

Ik moet nog een paar vragen stellen.

Birkaç soru daha sormam gerekiyor.

Ik wil hier een paar dingen kopen.

Buralarda biraz alışveriş yapmak istiyorum.

Tom heeft een nieuw paar schaatsen gekocht.

Tom yeni bir çift buz pateni satın aldı.

Tom is een paar minuten geleden vertrokken.

Tom birkaç dakika önce ayrıldı.

Ik werk hier al een paar minuten.

Birkaç dakikadır burada çalışıyorum.

Ik zal hier een paar dagen blijven.

Burada birkaç gün kalacağım.

Blijft u alstublieft een paar minuten zitten.

Lütfen birkaç dakika oturmaya devam edin.

Kerstmis komt een paar dagen voor Nieuwjaar.

Yeni yıldan birkaç gün önce Noel gelir.

In het mandje zitten een paar appels.

Sepette çok az sayıda elma var.

Haar huis staat een paar kilometer hiervandaan.

Onun evi buradan birkaç kilometre uzakta.

Ik heb nog slechts een paar kogels.

Sadece birkaç kurşunum kaldı.

Ze verbleef er voor een paar dagen.

Birkaç gün orada kaldı.

Ik heb al een paar grijze haren.

- Şimdiden birkaç tane beyaz saç telim var.
- Şimdiden saçımda birkaç tel beyaz var.

Ik woonde een paar jaar in Australië.

- Birkaç yıl için Avustralya'da yaşadım.
- Birkaç yıl boyunca Avustralya'da yaşadım.

Ik heb een paar vrienden in Cairo.

Kahire'de birkaç arkadaşım var.

De zin heeft een paar ernstige fouten.

Cümle bazı ciddi hatalar içeriyor.

Tom kon vandaag een paar uur helpen.

Tom bugün birkaç saatliğine yardım edebildi.