Translation of "Gedrag" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Gedrag" in a sentence and their turkish translations:

- Je gedrag was beschamend.
- Jouw gedrag was schandalig.

Senin davranışın ayıptı.

...en verbazingwekkend gedrag.

...ve çarpıcı davranışlarla dolu.

Het is aangeleerd gedrag.

Bu, öğrenilmiş davranış.

Het was aangeleerd gedrag.

Bu öğrenmeydi.

Het is aangeleerd gedrag.

öğrenme.

Jouw gedrag was schandalig.

Senin davranışın yüz kızartıcıydı.

Je gedrag was beschamend.

Senin davranışın utanç vericiydi.

Zijn gedrag was gevaarlijk.

Onun davranışı tehlikeliydi.

Zullen we ons gedrag aanpassen.

davranışlarımızı değiştiririz.

Zijn gedrag verbaasde me werkelijk.

Onun davranışı beni gerçekten şaşırttı.

We vonden zijn gedrag kinderachtig.

- Biz onun davranışını çocuksu olarak saydık.
- (Davranışını) çocukluğuna verdik.

Dwangmatig gedrag, routine en obsessief denken --

tekrarlayan davranışlar, rutin ve takıntılı düşünme --

...zorgt de nacht voor verrassend gedrag...

...gece, beraberinde sürpriz davranışlar getirir...

Dit gedrag is nooit eerder vastgelegd.

Daha önce hiç kayda alınmamış bir davranış.

Ik keur zijn gedrag niet goed.

Onun davranışını onaylamıyorum.

Dit kan het gedrag van dieren veranderen,

Bu bazen hayvanın davranışını değiştiriyor

En ze slachtoffer worden van risicovol gedrag.

ve riskli davranışların kurbanı olmalarına neden oluyor.

En onze nachtcamera's onthullen mogelijk nieuw gedrag.

Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.

Ik ben verantwoordelijk voor mijn eigen gedrag.

Ben kendi davranışımdan sorumluyum.

Ik ben niet trots op mijn gedrag.

Davranışımla gurur duymuyorum.

Tom was enigszins verbaasd door Mary's gedrag.

Tom Mary'nin davranışı tarafından biraz şaşırtıldı.

Haar gedrag is ongebruikelijk voor een jongedame.

Bir genç kız için onun davranışı anormal.

Gemotiveerd gedrag valt uiteen in twee algemene categorieën:

Motive edilmiş davranışlar iki genel kategoriye ayrılır:

Kan positief risicovol gedrag escaleren bij herhaaldelijke blootstelling?

Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?

Het bataljon om, hoewel Soult's eigen gedrag werd geprezen.

Soult'un kendi davranışları övülse de, taburun yarısı zayiat verdi.

Hij is beschaamd over het gedrag van zijn zoon.

Oğlunun davranışından utanıyor.

Maar we moeten ook nieuw gedrag en rages in de gaten houden.

Ama yeni alışkanlıklarına ve çılgınlıklarına da dikkat etmeliyiz.

Door in het donker onderzoek te doen, onthullen we ook nieuw gedrag.

Karanlıkta keşfe çıkarak... ...yeni davranışlar da ortaya çıkarıyoruz.

Maar nu leidt onze invloed op de oceanen tot nieuw nachtelijk gedrag.

Fakat artık bizim okyanuslarda yarattığımız etkiler de gece hayatında yeni davranışlar doğurmaktadır.

Zekerheid geven ... u zult hen, door uw gedrag, zorgen voor de regering van

güvenlik vereceksin ... davranışlarınla, onları Kral Joseph'in hükümetine

...om elk teken te begrijpen, elk gedrag... ...elke soort. Wat ze doen, hoe ze met elkaar omgaan.

her ufak davranışı, her türün ne yaptığını ve nasıl etkileşim kurduklarını anlayabilmek için yapılması gereken çok şey var.

Bij Lützen was Ney ontroerd door het gedrag van zijn jonge dienstplichtigen, die het zwaarst te verduren kregen

boyunca hizmet etmeye devam etti . Ney, Lützen'de Blucher'ın sürpriz saldırısının yükünü taşıyan