Examples of using "Dun" in a sentence and their turkish translations:
Zayıf kal.
Şaşırtıcı derecede ince;
Çok ince buz üstünde paten yapıyorsun.
Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.
Tom zayıf.
Oksijenin difüzyonu ince zarlarda daha kolay gerçekleşir
Buz kaymak için çok ince.
Gölün üstündeki buz senin ağırlığını taşımak için çok ince.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,