Translation of "“nee”" in Turkish

0.035 sec.

Examples of using "“nee”" in a sentence and their turkish translations:

Nee, nee en nogmaals nee!

Hayır, hayır, hayır!

Nee betekent nee.

Hayır hayır demektir.

- Nee, nee, ik heb het bij mij.
- Nee, nee, ik trakteer.
- Nee, nee, ik betaal.

Hayır, hayır, bende.

Nee.

Hayır.

- Nee, bedankt.
- Nee, dank u.

Hayır, teşekkürler.

Nee, nee, alles in orde.

Hayır, hayır, her şey yolunda.

- O nee!
- Nee toch!
- O jee!

Oh hayır!

- Zeg gewoon nee.
- Zeg maar nee.

Sadece hayır de.

Maar nee.

Ama yoklar.

Nee, waarom?

Hayır, neden?

- Nee.
- Niet.

Hayır.

Nee, papa.

Hayır, baba!

Nee, echt.

Cidden, değildim.

O nee!

Oh, hayır!

- "Spreek je Frans?" "Nee."
- "Spreekt u Frans?" "Nee."
- "Spreek je Frans?" - "Nee."
- "Spreekt u Frans?" - "Nee."
- "Spreken jullie Frans?" "Nee."

- "Fransızca biliyor musun?" "Hayır."
- "Fransızca konuşuyor musun?" "Hayır, konuşmuyorum."

- "Spreek je Frans?" "Nee."
- "Spreekt u Frans?" "Nee."
- "Spreek je Frans?" - "Nee."
- "Spreekt u Frans?" - "Nee."

"Fransızca biliyor musun?" "Hayır."

- "Spreek je Frans?" - "Nee."
- "Spreekt u Frans?" - "Nee."
- "Spreken jullie Frans?" "Nee."

"Fransızca biliyor musun?" "Hayır."

Nee, natuurlijk niet.

Tabii ki hayır.

O, man. Nee.

Tanrım. Olamaz!

O nee, kijk.

Tanrım, baksanıza.

O nee, niks.

Hayır, hiçbir şey yok.

Nee, helemaal niet.

Hayır, hiç de öyle değil.

Ik zei nee.

Hayır dedim.

Tom zei nee.

Tom hayır dedi.

Ik zei nee!

Bak, Ben hayır dedim!

Nee, ga zitten.

Hayır, otur.

Nerveus? Ik? Nee!

Sinirli mi? Ben mi? Hayır!

Nee. De mensheid heeft...

Hayır, hayır. İnsanlığın

Nee, het is tweedehands.

Hayır, o ikinci el.

"Nee," herhaalde de Engelsman.

"Hayır, " İngiliz tekrarladı.

"Meer koffie?" "Nee, bedankt."

"Daha fazla kahve?" "Hayır teşekkürler."

Nee, ik zag niemand.

Hayır, hiç kimseyi görmedim.

- O nee!
- O jee!

Eyvah!

Nee, dat klopt niet.

Hayır, bu doğru değil.

En ik antwoord: nee.

Cevap veriyorum: Hayır.

Nee, ik ben moe.

Hayır, yorgunum.

Nee, wacht, laat maar.

Hayır, bunu yapmayın.

Zeg nee tegen drugs.

İlaçlara hayır deyiniz.

Tom zal nee zeggen.

Tom hayır diyecek.

Nee, dit gaat niet werken.

Hayır, bu olmayacak.

Nee, ze hebben het druk.

Onlar sadece meşgul.

Maar is dat zo? Nee.

Peki, gerçekten kanıtlandı mı? Hayır.

Zegt meer dan driekwart nee.

İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.

Nee, ik ben een Engelsman.

Hayır, ben bir İngilizim.

Tom gaat waarschijnlijk nee zeggen.

Tom muhtemelen sana hayır diyecek.

Betekent dat ja of nee?

Evet mi, hayır mı?

...en ik zei: "Nee, Gabriel...

Ona dedim ki, Gabriel, Hayır!

Je kan niet "nee" zeggen.

Hayır diyemezsin.

Nee, bedankt. Ik zit vol.

- Hayır, teşekkürler. Tokum.
- Hayır, teşekkür ederim. Tokum.

Nee, ik begrijp het niet.

Hayır, anlamıyorum.

Ah nee zeg, het regent.

Aman Allah'ım yağmur yağıyor.

Heeft zij een hond? Nee.

Onun bir köpeği var mı? Hayır.

Wat als ik nee zeg?

Reddedersem ne olacak?

Nee, het zijn de tomaten.

Hayır, bunlar domates.

Nee...., ik wil zeggen ja.

Hayır... yani evet.

Ik zou nee hebben gezegd.

Hayır derdim.

“Heb je een hond?” “Nee”.

"Bir köpeğin var mı?" "Hayır."

Nee, meneer, ik ben Duits.

Hayır efendim, ben Alman'ım.

Nee, ik wil niet gaan.

Hayır, gitmek istemiyorum.

Nee, ik weet het niet.

Hayır, bilmiyorum.

Nee, maar ik speel tennis.

Hayır, fakat tenis oynarım.

Nee, ik ben niet gek.

Hayır, ben aptal değilim.

Geprobeerd, maar nee: geen jazz.

Denedim, bu kadar, caz yok.

Nee bedankt, ik ben zwanger.

Hayır teşekkürler, ben hamileyim.

Nee, ik heb geen dorst.

- Hayır, susamadım.
- Hayır, susamış değilim.

Tom zal niet nee zeggen.

Tom, hayır demeyecek.

Ik vraag me af hoe veel licht er nog in zit. Nee, nee.

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

Waar zijn ze gebleven? O, nee.

Nereye gittiler? Olamaz!

Dus nee, laat ik duidelijk zijn:

Yani şunu çok açıkça söyleyeyim,

Een goede arts zegt soms 'nee'.

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

Maar je volgt hun regels. -Nee.

-Ama onların kurallarına uyuyorsunuz. -Hayır.

"Ben je moe?" "Nee, helemaal niet."

"Yorgun musun?" "Hayır, hiç değil."

Nee, dat zal ik niet doen.

Hayır, onu yapmayacağım.

Kunnen we "nee" zeggen tegen Amerika?

Amerika'ya "hayır" diyebilir miyiz?

Nee, bedankt. Ik heb genoeg gehad.

Hayır, teşekkür ederim. Yeterince aldım.

Wat als ik "nee" zou zeggen?

Peki ya "hayır" dersem?

"Ben je een vegetariër?"-"Nee, echt?"

"Vejetaryen misin?" - "Hayır, peki sen?"

"Kan ik jouw sokken lenen?" "Nee."

"Çoraplarını ödünç alabilir miyim?" "Hayır."

Is dat een ja of nee?

Bu bir evet mi yoksa bir hayır mı?

Nee, ik ben het ermee eens.

Hayır, kabul ediyorum.