Translation of "‫وكذلك" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "‫وكذلك" in a sentence and their turkish translations:

وكذلك الضعف

ve kırılganlık da.

وكذلك مئات الآلاف من الفنانين

benimle birlikte binlerce sanatçı da

‫وكذلك كادت تنفد‬ ‫مياهي هنا.‬

Ayrıca suyum da azalmaya başladı.

لتعليم اللغة وكذلك للتعليم العالي

dil eğitimi için ve aynı zamanda yüksek lisans eğitimi için

وأطباء أمراض الدم وكذلك أطباء الأشعة

ve hematologlar ve radyologlar

وكذلك التوصل إلى حلول تعمل في الواقع،

ve gerçekten işe yarayacak çözümler üretmemiz demek,

وكذلك مع عمّال قصب السكّر في "أرتيغاس".

Artigas'taki şeker kamışı işçileriyle de çalışıyorduk.

وكذلك جعل الناس يشعرون بالفخر لكونهم جزء منه.

insanları parçası olmaktan gururlandırmada çok önemlidir.

هذا أمر مختلف. وكذلك الحال مع العائلات الأخرى.

Bu büyük bir değişiklik. Diğer aileler için de öyle.

وكذلك اعتقدت ال"وول ستريت جورنال" في اليوم التالي.

bir sonraki gün Wall Street Journal da öyle düşünmüştü.

‫وكذلك ربما تكون هناك بعض الموارد الغذائية‬ ‫على طول‬‫ الساحل.‬

ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.

تاراكو وإبرو، وكذلك أساليبه الدبلوماسية المرنة التي من خلالها صاغ

Taracco ve Ebro'da vaki olmuş savaşlardaki başarısı ve onun çoğu İberyalı kabileyi Roma tarafına çeken...

الطيران من الرجل لا يستطيع الهروب ، وكذلك لا ينجو في الفرع

Adamdan uçan kurtulamadığı gibi dalanda kurtulamamış

وكذلك كل جانب من جوانب إدارة الجيش ؛ ضمان الحركة والإمداد بكفاءة ؛

yanı sıra ordu yönetiminin her yönü; verimli hareket ve tedarik sağlamak;

- بيته صغير، زدْ على أنّه قديم أيضاً
- بيته صغيرٌ، وكذلك قديمٌ

Onun evi çok küçük ve üstelik çok eski.

‫وكذلك تزداد صعوبة التنفس هنا.‬ ‫كما أن هذه الشعلة ‬ ‫لم تعد تشتعل بنفس التوهج.‬

Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.