Translation of "‫مهما" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "‫مهما" in a sentence and their turkish translations:

مهما كان إرثك،

Aile yadigarınız ne olursa olsun,

مهما كان الوضع المريب

şüphelendirici bir durum neyse

لن أتفاجئ مهما يحدثُ.

Ne olursa olsun, şaşırmayacağım.

" أحبّوا أنفسكم، مهما كان الأمر"

"Ne olursa olsun kendinizi sevin!"

دعنا نقول مهما كانت الحياة

hayat böyle neyse diyelim geçelim

الصديق الذي مهما كان السؤال،

düşüncesi her neyse ona göre bir cevapla gelmeyi

مهما كان الأمر، نجح الكمين بامتياز

Her nasıl gerçekleştiyse, pusu tam bir başarı sunuyor.

مهما كانت وحدتك المفضلة في الكتلة.

hangi ölçü birimini tercih ediyorsanız.

ثالثاً اتبع هذه المهن، مهما كان.

üçüncüsü ne olursa olsun bu mesleklerin peşinde koşmak.

ستحمي ليلى إبها مهما كان الثّمن.

Leyla, oğlunu her ne pahasına olursa olsun koruyacaktır.

لذلك كإنسان مهما كنا نعمل و نحاول

Yani bir insan olarak ne kadar çok çalışsak da, uğraşsak da,

كفالة واحدة في المرة، مهما طال الوقت،

ne kadar sürerse, her seferinde bir kefalet

‫التوسل للأغراب لن يفيد،‬ ‫مهما حاول جاهدًا.‬

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

مهما كان العمل الذي يمكنني القيام به

Ne iş olsa yaparım abi

لكن مهما ضغطت على الجرح ، فهي تنزف مجدداً

ama en ufak baskıda yeniden kanamaya başlıyorlardı.

ولكن مهما حدث، فعلى الأقل لن تكون وحدك.

ama ne olursa olsun en azından yalnız olmayacaksınız.

مهما تبقّى من حياة هذا الجيل والأجيال الأخرى.

bu kuşağın ve diğer kuşakların ömründe kaç yıl daha kalmış olursa olsun.

مهما كانت آيا صوفيا. ولكن أولاً ، لنكن هادئين

Ayasofya ne olursa olsun. Ama önce biz bir sakin olalım

ليس مهما جدا على أي حال يا عزيزي

Zaten çok mühim birisi değil canım

مهما حاولت فإني لست قادرا على تذكر عنوانها.

- Ne kadar uğraşsam da adresini hatırlayamıyorum.
- Ne kadar hatırlamaya çalışsam da adresi aklıma gelmiyor.

عندما أدركت أن الفصل بأكمله سيساندها مهما كانت الظروف.

onun için orda olduğunu fark ettiğinde güçlü bir ders çıkarılmış oldu.

نابليون انتظر وهو واثق ان الكسندر مهما طال الوقت سيفاوض

Napolyon, Rus İmparatorun barış için masaya oturacağından emindi

وكان مهما في تمكين الغرب من تشكيل قوة متعددة الجنسيات.

ve bu, Batı çokuluslu güçlerinin oluşumunu zorlamada çok önemli bir konuydu.

- أيا كان ما تقوله فسيجعلها تبكي.
- مهما قلت فإنه سيبكيها.

Ne söylersen söyle, onu ağlatırsın.

سواء كان المشكل مهما أو غير مهم، يجب عليك أن تحله.

Sorun önemli de olsa önemsiz de olsa onu çözmelisin.

مهما كان توم مشغولًا، لم ينسى أبدا كتابة رسالة إلى أمه مرة في الأسبوع على الأقل.

Tom ne kadar meşgul olursa olsun, en az haftada bir kez annesine e-posta yazmayı asla unutmaz.

أعطني كيلوغراماً آخر من لحم العجل المفروم. مهما كانت الكمية لا تكفي. وشريحتي لحم. هذا الكلب مكلف أكثر من خنزير.

Bana bir kilo daha kıyma ver. Fazla gelmez. İki de chacarerito. Bu köpeği beslemek, domuz beslemekten pahalı.