Translation of "‫ترفع" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "‫ترفع" in a sentence and their turkish translations:

لأنها كانت ترفع صوتها قائدة الغرفة.

çünkü koca sesiyle ortama hükmederdi.

‫إنها ترفع بويضاتها المخصّبة‬ ‫إلى المياه الضحلة...‬

Döllenmiş yumurtalarını sığ sulara getiriyorlar ki...

التحتية ترفع الامارات ناطحات السحاب وتشيد مشاريعاً ضخمة

. Ülkeler ekonomilerini yok edip altyapılarını yok ederken

في موسم السياحة ، ترفع العديد من الفنادق اسعارها .

Turizm sezonunda birçok otel, fiyatları yükseltir.

تستطيع النملة أن ترفع أكثر من خمسين ضعف وزنها.

Bir karınca kendi ağırlığının 50 kat fazlasını kaldırabilir.

‫تقترب منها حاملة درع.‬ ‫ترفع الدرع في حال تعرّضها لهجوم.‬

Kalkanıyla yaklaştı ve saldırırsa diye kalkanını havada tuttu.

إذا أطعمت كلبك بشكل صحيح، تستطيع أن ترفع من عمره.

Eğer köpeğini uygun şekilde beslersen, onun ömrünü uzatabilirsin.