Translation of "‫إطلاق" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "‫إطلاق" in a sentence and their turkish translations:

هي إطلاق العنان لخيالك.

hayal gücünüzü serbest bırakmak.

وعندما يريدون إطلاق الريح

Gaz çıkarmaları gerektiğinde

تمّ إطلاق سراح فاضل بكفالة.

Fadıl kefaletle serbest bırakıldı.

كان إطلاق سراح سامي مقرّرا.

Sami'nin serbest bırakılması planlanıyordu.

تمّ إطلاق سراح سامي فورا.

- Sami hızla serbest bırakıldı.
- Sami çabucak serbest bırakıldı.

تمّ إطلاق سراح سامي عام 1990.

Fadıl 1990 yılında serbest bırakıldı.

تمّ إطلاق سراح ليلى عام 2007.

Leyla 2007'de serbest bırakıldı.

استفاد سامي من إطلاق سراح مشروط.

Sami şartlı tahliyeyle serbest bırakıldı.

نقرأ كل يوم، عن حوادث إطلاق نار

Her gün, silahlı saldırılar,

يمكننا إطلاق النار بكفاءة بعد 1000 سنة

1000 yıl sonra verimli ateş yakabiliyoruz

وأعلنوا ذلك للناس مع عمليات إطلاق رائعة

Ve bunu büyük lansmanlarla insanlara duyurdular

إطلاق القمر والأشخاص الاستثنائيين الذين تغلبوا عليها.

ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

يموتوا أثناء إطلاق صاروخ أو في المدار.

roket fırlatma sırasında veya yörüngede ölmedi.

كما تم إطلاق فاتح بورتاكال من 9 قرى

yine Fatih Portakal 9 köyden kovuluyordu

هل كان من المفترض إطلاق مثل هذا الفيروس؟

böyle bir virüsün çıkması mı gerekiyordu?

أولا ، يمكن أن ناسا إطلاق مركبة فضائية ل

İlk önce, NASA bir uzay aracı fırlatabilir

يتم إطلاق مواد كيماوية من دماغنا تنبثق داخل مجرى الدم

beyinden salgılanan bazı kimyasalların kana karıştığını ve bunların vücutta

تم إطلاق أول طاقة عند حدوث كسر في قاع المحيط

okyanus tabanında bir kırılma meydana geldiğinde ilk enerji açığa çıktı

إذا لم يتم إطلاق المحرك على وجه التحديد للوقت الصحيح ، فقد

Motor tam olarak doğru süre boyunca ateşlenmezse Apollo 8

‫إذن، كيف تقرر أفعى بطول 30 سم‬ ‫إطلاق العنان لمثل هذا الدمار؟‬

30 santimlik cetvel boyundaki bir engerek nasıl oluyor da böyle kaos yaratıyor?

الآن، تم تعيين الكفالة في الأساس كشكل من أشكال إطلاق السراح المشروط.

Kefalet aslında bir çeşit şartlı tahliye olarak yaratılmıştı.

حيوانات الكسلان هى الحيوان الوحيد الذي نعرف أنه ليس بحاجة إلى إطلاق الريح.

Tembel hayvanlar gaz çıkarmayan, bildiğimiz tek memeliler.

أراد فون براون حل هذه المشكلة عن طريق إطلاق المركبة الفضائية في أجزاء على متن

daha küçük roketlere fırlatıp Dünya'nın çevresinde yörüngeye yerleştirerek bu sorunu çözmek istedi

عندما وصلت أبولو 8 إلى القمر ، اضطر الطاقم إلى إطلاق محرك SPS الضخم لإبطاء سرعته

son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

لأنه في ذلك الوقت تم إطلاق النار على عبد الله جول وهوليسي أكار في إنجلترا عام 1973

çünkü zamanında Abdullah Gül ile Hulusi Akar'ında 1973 yılında İngiltere de çekilmiş