Examples of using "ولهذا" in a sentence and their turkish translations:
ya da...
Bu yüzden devam edecek.
İşte bu sebeple hikâyeler güçlüdür
İşte bu yüzden sıkışıp kalmışız.
işte bu yüzden Twitch'i başlattım --
Bu sebeple şöyle diyebilirsiniz:
Bu yüzden buradayım.
Görme nedenleri bendim.
Bunun da sebebi var;
Matrix gibi bir hikâyede
İşte bu noktada, kötü veriler ediniyoruz.
Bu sebeple ona ''yer çekimsiz ortam'' diyoruz.
Yani içme deneyimlerini kişiselleştirebilirler
Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin
Bu yüzden de ressam olarak favori tekniğim soyutlama.
Bu sebepten dünyanın en ünlü TED konuşmacıları
uzak-UVC onlara kesinlikle ulaşabilir ve onları öldürebilir
İşte bu yüzden insanları devreye sokmak bu kadar mühim.
Bundan dolayı tarihteki en etkili kitaplar hikâye serileri
Ama hiç halat korumak için kullanmamıştım. Bu iyi bir şey ve bu yüzden her zaman iç çamaşırı giymelisiniz.