Translation of "وغير" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "وغير" in a sentence and their turkish translations:

وغير مقبول.

Ve kabul edilemezdi.

وغير مباع

Ve satılamamış

- هو غبي وغير صادق.
- هو غبي وغير أمين.

O aptal ve namussuz.

إنها صغيرة وغير ناضِجة.

O genç ve olgunlaşmamış.

إنهُ صغير وغير ناضِج.

O genç ve toy.

إنها ببساطة مزعجة وغير مريحة

Bu duygular yalnızca tatsız ve rahatsız edicidir.

نصنفه كأمر شاذ وغير طبيعي،

Anormal veya tuhaf yaftasını yapıştırıyor

ستكون ببساطة مشاعر مزعجة وغير مريحة

Onlara sadece tatsız ve rahatsız edici duygular diyelim.

ما هو مقبول وغير مقبول جنسيًّا،

ve uygunsuz cinsel davranışın ne olduğunu anladıklarında,

وهو ممتع للغاية، وغير مرهق للأعصاب.

Üstelik eğlenceli ve stresli değil.

ورث سولت جيشًا محبطًا وغير منظم.

Soult, morali bozuk, düzensiz bir orduyu miras aldı.

لذلك ان تكون فقيرا ومحروم وغير نبيل

Aslında, yoksul, hak sahibi olmayan, soylu olmayan demek

وقالت: "كنت أشعر بالخزي . وغير واعية لذاتي

Yerin dibine geçtim, utancımdan

منهج طبي وظيفي للمتلازمات العصبية المألوفة وغير المألوفة.

sık ya da nadir görülen nörolojik sendromlara fonksiyonel tıp yaklaşımı ile

فهذه الدراسة تنظر إلى الاحتيالات المكتشفة وغير المكتشفة

Bu çalışma istatistiksel yöntemler kullanarak tespit edilmiş ve edilmemiş

وغير مبالين إزاء الكثير من المخاطر، في ذات الوقت؟

aynı zamanda böylesi dikkatsiz bir şekilde risk alabilirler?

كنت شاهدةً على أجواء حميمة وغير مسبوقة في تلك الغرف

Girdiğim her uyuşmazlık ortamında oradaki elektriğin olağanüstü güzelliğini yaşarken

وغير مرتب ومربكًا . حتى أن نابليون وصفه بأنه "الوحش اللعين".

ve garipti. Napolyon onu "lanet olası bir hayvan" olarak bile tanımladı.

اذا كنتم تتعجبون لماذا موسيقى الهيب هوب عنيفة وغاضبة وغير دينية،

Hip-hop'ın neden genellikle şiddet dolu, öfkeli ve nihilistik olduğunu

دارت المعركة الأخيرة من الحملة في تولوز - معركة دامية وغير ضرورية ،

Seferin son savaşı Toulouse'da yapıldı - kanlı ve gereksiz bir savaş,

‫هذا الشرير الصغير جداً وغير المرئي تقريباً‬ ‫والذي يولد وهو غاضب ويقتل الآلاف.‬

Doğuştan öfkeli, binlerce leşi olan, neredeyse görünmez, ufak bir gulyabani.

هاجم لانز قوة روسية أكبر في بوتوسك ، لكنها كانت عملية دموية وغير حاسمة.

Lannes, Pułtusk'ta daha büyük bir Rus gücüne saldırdı, ancak bu kanlı ve kararsız bir olaydı.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.