Translation of "غابة" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "غابة" in a sentence and their turkish translations:

‫يمكنني رؤية غابة بأسفلنا.‬

Altımızda bir orman görebiliyorum.

‫تصبح في غابة بدائية.‬

Eski ve yaşlı orman.

‫وأخذتها إلى غابة العشب الضبابية.‬

Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.

غابة الأمازون تحترق بمعدلات قياسية.

Amazon yağmur ormanları rekor seviyede yanıyor.

وفقا للشامانية ، دخل الأتراك القدماء غابة أجنبية

Şamanizm'e göre eski Türkler bir yabancı ormana girerken

وببيانات مستخرجة من أكثر من 1,2 مليون غابة،

1,2 milyondan fazla ormandan gelen veri ile

‫امتلاك أنبوب غوص في غابة عشبية كثيفة‬ ‫ليس الخيار الأمثل لي.‬

Sık bir yosun ormanında oksijen tüpü takmak benim için ideal değil.

‫إنها في غاية الخطورة‬ ‫في غابة عشب البحر العميقة في الليل،‬

Geceleri ormanın derinlikleri çok tehlikeli olduğu için

‫لذا فإن مقتل كل إنسان غابة كفصيلة‬ ‫يدفع إلى انقراض هذه الفصيلة‬

Yani soyları tükenmeye doğru giderken ölen her orangutanın başına gelenler

‫أمضيت معظم طفولتي في برك الصخور‬ ‫والغوص في غابة عشب البحر الضحلة.‬

Çocukluğumun çoğunu kayalık havuzlarında geçirdim. Sığ yosun ormanlarına dalardım.

‫المحمية بمساحة كبيرة من غابة عشب البحر.‬ ‫لأن الغابة نفسها تخمّد قوة الموجة.‬

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.