Examples of using "غابة" in a sentence and their turkish translations:
Altımızda bir orman görebiliyorum.
Eski ve yaşlı orman.
Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.
Amazon yağmur ormanları rekor seviyede yanıyor.
Şamanizm'e göre eski Türkler bir yabancı ormana girerken
1,2 milyondan fazla ormandan gelen veri ile
Sık bir yosun ormanında oksijen tüpü takmak benim için ideal değil.
Geceleri ormanın derinlikleri çok tehlikeli olduğu için
Yani soyları tükenmeye doğru giderken ölen her orangutanın başına gelenler
Çocukluğumun çoğunu kayalık havuzlarında geçirdim. Sığ yosun ormanlarına dalardım.
çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.